Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için Meclis çatısı altında oluşturulan "süreç komisyonu" dün önemli bir aşamayı daha aşmayı başardı.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 11 siyasi partiden 51 milletvekili eliyle terörsüz Türkiye hedefi ve ortak gelecek için çalışıyor. 5 Ağustos'tan beri 17 ayrı toplantıda meselenin farklı taraflarından 130'a yakın ismi dinlediler, sorular sordular, not ettiler.
Son haftalarda hararetli biçimde tartıştığımız İmralı ziyareti de bu kapsamda gündeme geldi.
Konuyu kendi mevzuatına göre değerlendiren Komisyon 18. Toplantıda nitelikli çoğunlukla gidilmesi yönünde karar aldı.
Dün de üç üyeli heyet İmralı'ya giderek "vazifesi"ni ifa etti.
Öcalan'ı dinledi, soru sordu, not aldı.
***Bazı siyasi partilerin farklı hesaplar, değerlendirmeler neticesinde ziyaret heyetine üye vermemesi komisyonun iradesine de, vazifenin ifasına da halel getirmez. Süreç ilerler.
Neticede Öcalan dağda değil. Türk Ceza Kanuna göre yargılanıp hüküm giydi, 1999'dan bu yana da İmralı cezaevinde cezasını çekmekte. Bugün Türkiye'nin gündemine gelme nedeni de ortada; kurduğu terör örgütünü feshetti teröristbaşı.
Ortada bir cenaze var yani. Kokmakta.
Kendini feshetmiş, silah bıraktığını ilan etmiş ama geri çekildiği bölgelerde hâlâ elinde silahla/silahsız beklemekte olan bir insan kalabalığı var. Binlerce eski PKK'lı öylece duruyor.
Onlara silahlarını bıraktıktan, sivil kıyafetler giydikten sonra ne olacağı, hayata/eve dönüşlerinin nasıl sağlanacağı, suçlu suçsuzun nasıl belirleneceği, hangi kanunlar, hangi mekanizmalar, uyum programları marifetiyle topluma entegre edilecekleri planlanmak zorunda.
Bu açıdan meselenin taraflarıyla, uzmanlarıyla konuşmak ve ortak aklı üretmek gerek, hem de fazla gecikmeden yapmak gerek. Süreç Komisyonu tam olarak bunu yapıyor işte.
Bu minvalde terör yapılarının tamamen tasfiyesinde kurucunun da görüşünün alınmasında yanlış bir şey yok.
Bunu istihbarat eliyle değil de milletvekilleri eliyle yapmak bakımından bir tartışma vardı. Ben de negatif görüş bildirdim; bu köşede, televizyon ekranlarında bunu bu netlikte gerekçeleriyle birlikte izah ettim. Fakat sahanın gerçekleri ve komisyonun iradesiyle bu tartışma da geride kaldı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olası ziyarete ilişkin görüşünün olumlu olmadığını duyuyorduk.
Lakin Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak komisyonun iradesinin üzerine çıkmak, görüş beyan etmek/iş buyurmak istemedi.
"Komisyon üyeleri en doğru kararı verir; "niyet hayr, akıbet hayr" olsun" diyerek desteğini sürdürdü. Komisyonun kararı da böyle oldu. Konu kapandı yani
***AK Parti'den Hüseyin Yayman (Genel Başkan Yardımcısı, Hatay Milletvekili), MHP'den Feti Yıldız (Genel Başkan Yardımcısı) ve DEM Parti'den Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten (Grup Başkanvekili) oluşan heyet, 24 Kasım günü sabah 11 sularında MİT'in organizasyonuyla adaya gitti.

9