Muhalefetin işi Ukrayna'da bitti

Yuvarlak masa partneri 61 partileri daha güçlerini birleştiremeden zafiyet geçiriyor.Ukrayna'da yaşananlara dair yaptıkları değerlendirmeler ve her koşulda iktidarı eleştireceğiz derken düştükleri durum nedeniyle devlet yönetmekten, özellikle de kriz anında devlet yönetmekten, liderlik etmekten ne kadar uzak olduklarını ayrı ayrı ispat etmiş bulunuyorlar. En keskin düşüş Meral Akşener'in. Kendini ülkücü, milliyetçi olarak tanımlayan ve 61 ittifakında HDP iş birliğini kamufle etme görevini üstlenen İyi Parti Genel Başkanı Akşener, twitter hesabından yaptığı Ukrayna açıklamasında Beyaz Saray sözcüsünü aratmadı. Ve ABD Büyükelçisiyle bir ayda dört kez görüşmenin meyvesini verdi:"Türkiye Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400'lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu Nükleer Santrali'ni derhâl millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır."Millet ittifakının tutkalı, bu sözleriyle hem gerçekleri çarpıttı hem de Batılı devletlerin çıkarlarını Türkiye'nin milli çıkarlarının üstüne koydu.Türkiye'nin açıktan saldırı altında olduğu 2010 sonrası dönemde bizzat müttefikimiz olan Batılı ülkelerce hava savunma sistemi sahibi olmamızın engellendiğini, füze saldırısına açık ve savunmasız kalmamızın istendiğini, ihtiyaç karşılamak için Rusya'dan mecburen aldığımız S-400'lerin Türkiye'nin göğüne kalkan olacağını bilmiyor olabilir mi Sayın Akşener Bunu bilmeyen siyasetçi "milliyetçi" olabilir mi Bilip de aksini ileri süren bir siyasetçi Türkiye gibi etrafı kuşatılmış bir ülkede devlet yönetimine gelebilir mi Gelirse o ülkenin akıbeti Ukrayna gibi olur mu olmaz mıCHP'de durum daha aleni. Biliyorsunuz CHP lideri de onunla adaylık yarışına giren İBB Başkanı da artan bir çabayla kendilerine destek bulmak için senatör-büyükelçi düzeyinde pek çok Avrupalı-Amerikalı isimle görüşüyor.Kılıçdaroğlu bu hafta İngiliz haber ajansı Reuters'e verdiği röportajda CHP iktidarında S-400'leri Rusya'ya iade etmeyi, Türk askerini Suriye'den çekmeyi, Türkiye'yi katliam yapmakla suçlayan PKK destekçisi akademisyenlerin sırtını sıvazlamayı taahhüt etti.İstanbul'un karla boğuştuğu gece ABD Büyükelçisiyle balık yiyen, Türkiye düşmanlıkları pekişen Cem Özdemir ve Kati Piri gibi isimlerle görüşen İmamoğlu'nun bu görüşmelerde ne konuştuğu tahmin edilse de -henüz- bilinmiyor. Anlayıp anlamadan her şeye "I'm ok" demesinden endişe ediliyor. Muhalefet bloğuna eklemlenen, bir dönem Dışişleri Bakanlığı da yapanlar ise Erdoğan'ın hangi koşullarda hangi kişilerle "doğru bir milli politika" geliştirmeye çalıştığını ispat edercesine kendi koordinatlarını veriyorlar. Üstelik Erdoğan'ı eleştirmek isterken kendilerini fena açık ediyorlar.Ali Babacan'ın NATO'dan önce, hatta NATO'ya rağmen Türkiye'yi Rusya'nın önüne atma önerisi mesela. Çok acayipti. Öte yandan büyük talihsizlik yaşıyorlar.