Bir kere burada büyük bir tenakuz var.
Devlet ve millet olarak İsrail'in soykırımcı ve işgalci bir devlet olduğunu görüyor, ilan ediyoruz.
"İsrail terör devletidir" diyoruz.
Sesimizi her alanda yükseltiyor, destekçilerini boykot ediyoruz.
Son derece doğru bir kararla ticari ve diplomatik ilişkilerimizi de kestik.
19 aydır kullanılması yasak olan bombalarla saldırıyor İsrail Gazze'ye! İşgal ediyor, abluka altına alıyor, bombalarla ölmeyenleri aç susuz ve ilaçsız bırakarak öldürüyor.
Yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere 55 bin sınırına dayandı şehit sayısı!
Tam da bu nedenle "Gazze kasabı" diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş suçlusu Netenyahu'ya.
Uluslararası mahkemelerde yargılanmaları için taraf da olduk.
Hal böyleyken nasıl oluyor da İsrail ordusunda emir komuta zinciri içinde askerlik yapan dolayısıyla Gazze'de çocukların bedenlerini parçalayan, insanları diri diri yakan, kimyasal bombalarla tenlerini kemiklerini eritip sonra hiçbir şey olmamış gibi aramıza karışan çifte vatandaşlara tahammül etmek zorunda bırakılıyoruz!
Neden
Ben kabul etmiyorum bunu! İtiraz ediyorum, isyan ediyorum!
Orada ya da burada doğup bir şekilde çifte vatandaşlık hakkı kazanmış olanlar eğer bu korkunç cinayetleri, savaş suçlarını tasvip etmiyor ve bunun bir parçası olmak istemiyorlarsa İsrail ordusundan gelen "görev" (!) celbine itibar etmesinler o zaman.
Filistinlilerin topraklarını çalmayı, "yerleşici" yalanıyla insanların evlerine tarlalarına bahçelerine çökmeyi bıraksınlar!
Hem İsrail ordusunda askerlik yapıp, hem vatanını namusunu evladını korumaya çalışan Hamas'a lanet mesajları atıp hem de "ama ben sadece şarkı söyleyecektim" diye numara çekmesinler.
Ya onlar bir seçim yapsın İsrail vatandaşlığı ile Türk vatandaşlığı arasında!
Ya da Türkiye 7 Ekim sonrası Gazze'de soykırım yapıp dönen ne kadar Siyonist Yahudi varsa aramızda, bir an önce vatandaşlıktan atsın bunları!
Türkiye Büyük Millet Meclisi eğer bu aziz milletin meclisi ise, bu vekiller bizim vekillerimiz ise bu işe bir son verilmeli artık!
Bakın son 24 saat içinde bile 200'den fazla Gazzeli sivili katletti bunlar. Fotoğraflara videolara bakmaya can dayanmıyor...
Katil İsrail Gazze'de kalıcı işgale hazırlanıyor; başından beri hedefi buydu zaten. 19 aydır Gazze'nin kuzeyinden güneyine, güneyinden kuzeyine yer değiştirmekten bitap düşen aç susuz silahsız insanları öldürmekten çekinmiyor.
Uluslararası kurumlardan kuruluşlardan, insanlık suçuna karşı duyarlı ya da sadece toplumsal baskı yüzünden İsrail'e tepki veren devletlerden, dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlardan kınamalar uyarılar açıklamalar peş peşe geliyor evet...
Ama işte İsrail ordusunda salyasını sarkıtarak saldıran bu kuduz köpekleri kimse durdurmuyor ya da durduramıyor.
Aramızda dolaşan çocuk katillerini ayıklayalım bari!
Meselenin hukuki boyutuna gelmek istiyorum.
Türkiye 1981'de yürürlüğe giren 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu ile çifte vatandaşlığa izin veriyor. İsrail de ise "dönüş yasası" adlı bir yasaya göre Yahudi bir ebeveynibüyüğü olan kişiler İsrail'e göç ederek (Filistin'i işgal politikası buna dayanır zaten) vatandaş olabiliyor. Ama sayılarını bilmiyoruz.
Türkiye'deki Yahudiler de bu yolla İsrail vatandaşı olmuştur.
14 Mayıs 1948'den önce İsrail diye bir devlet yoktu neticede; Filistin vardı.
Öte yandan tek başına İsrailli olmakYahudi olmak bir suçkusurayıp değil elbette.
Suçkusurayıp olan şey İsrail ordusunda askerlik yapmaktır. Sebepler malum.
Askerlik meselesi ise şöyle özetle.
Bilindiği gibi İsrail'de zorunlu askerlik uygulaması var. Erkekler gibi kadınlar da İsrail ordusunda 3 yıl askerlik yapmak zorunda. Çifte vatandaşlıktan dolayı Türkiye'de askerlik yapan erkekler bedelli ile kısa dönem imkanını kullanırken kadınlar İsrail ordusunda mutlaka silah altına alınıyor.
İsrail'in 1948'den beri "devlet" kisvesiyle yaptığı her katliamdan sonra Türkiye'deki İsrailli askerler konusunun özellikle kadınlar üzerinden gündeme gelmesinin nedeni bu.