AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin dün Ankara'da Türkiye Basın Federasyonu'nun konuğuydu. Kalabalık bir gazeteci grubunun farklı başlıklarda yönelttiği soruları cevapladı, belli konulara açıklık getirdi, "üstelemelerin üstesinden geldi".
Bunda hem iletişim ve hukuk kökenli olmasının hem de iki dönemdir Mecliste grup başkanvekili olarak muhalefetin her tür polemik, eleştiri ve manipülasyonuna anında cevap vermenin getirdiği bir yetkinliğin etkisi de var.
En sıcak konular Gazze, Terörsüz Türkiye ve sivil anayasa süreçleriyle bağlantılı konulardı. ( https://www.star.com.tr/politika/ak-partili-zenginden-yeni-anayasa-mesaji-bunu-demokratik-bir-adim-olarak-goruyoruz-haber-1971238/ )
***Ben o röportajdan özellikle önemli bulduğum bir bölümü aktarmak istiyorum sizlere.
Malumunuz, hem İsrail hem Türkiye vatandaşı olan ve 7 Ekim sonrasında IDF'de (İsrail ordusunda) "askerlik" yapanların durumuyla ilgili kamuoyunda büyük bir hassasiyet oluştu.
Bilhassa Gazze'de soykırıma katılarak savaş suçu işleyen, kadın, çocuk, bebek demeden sivil insanları katledenlerin terhis olduktan sonra ellerini yıkayıp hiç bir şey olmamış gibi aramıza katılmasına kimsenin tahammülü yok.
Ben de onlardanım, bu konuda yazıyorum, televizyonlarda konuşuyorum. Konu hassas, kamuoyu daha da hassas...
Burada dikkat edilmesi gereken iki temel nokta var. Biri, burada kast edilenlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Museviler olmadığıdır. Türkiye imparatorluk bakiyesi bir ülke sonuçta ve haliyle toplumda farklı dinlere, mezheplere, etnisitelere mensup pek çok topluluk var. Türk Milletinin bir parçası olarak anayasal güvence altında kendi vatanlarında yaşıyorlar.
Burada sorun olanlar -zan altında kalanlar- 7 Ekim sonrası İsrail'e giden ve katil devlet adına Gazze'de suç işleyen çifte vatandaşlar.
Özlem Zengin'e bunu bu açıklıkta sorduk.
Zengin, İçişleri Bakanlığı'ndan aldığı güncel verileri paylaşarak mevzuata dair bilgi verdi ve konunun hassasiyet gerektiren noktalarının altını dikkatle çizdi.
Aynen aktarıyorum:
***"Mevcut Nüfus Kanunumuzda vatandaşlıktan çıkarılmaya dair açık hükümler bulunuyor. Buna göre bir başka ülkede Türkiye Cumhuriyeti'nden izin almaksızın gönüllü olarak askerlik yapılması, vatandaşlıktan çıkarılma için gerekçedir. Kanun çifte vatandaş olduğunuz ülkede zorunlu askerlik yaparsanız bunu problem addetmiyor ama izin almaksızın gönüllü askerliği vatandaşlıktan çıkarılma sebebi sayıyor. Dolayısıyla yeni bir düzenlemeye gerek yok.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 29 bin 178 Musevi vatandaş bulunuyor.
1568 kişi çifte vatandaş statüsünde yani hem İsrail hem Türkiye vatandaşı.
Türk vatandaşı iken aynı zamanda İsrail vatandaşı olan kişi sayısı 426.
İsrail vatandaşı olup da Türk vatandaşlığı alanlar 1142.
Bu sayılar kadın, erkek, çocuk herkesi kapsıyor.
Şu anda gönüllü olarak İsrail ordusunda görev aldığı tespit edilen yalnızca 1 kişiye dava açılmış durumda. Davayı açan İçişleri Bakanlığı...