Dil yarası iyileşti, Kürtçe serbest çünkü

CHP idaresinde geçen Tek Parti döneminde Kürtlerin varlığına diline dindarlığına yönelik ağır yasakların uygulandığını ciddi tarihçiler yazıyor, toplumsal hafıza biliyor.

1980 darbe döneminde Diyarbakır Cezaevinde yapılanları anlatmaya yürek dayanmaz.

Keza 90'larda terörle mücadelede ederken JİTEM eliyle yapılan yanlışlar...

Bunlar vardı, gerçekti, can yaktı, kalp kırdı ve PKK tarafından da teröre sebep gösterildi.

Sonrası kardeşi kardeşe düşürmeye, Türkiye'yi bölmeye yönelik emperyalist bir proje zaten.

TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR, AYIRMAYA KALKAN KALLEŞTİR!

Ama çok şükür o proje tutmadı. Kardeş kardeşe düşmedi.

Bilakis bugün Türk-Kürt evliliğinden doğan milyonlarca vatandaşımız var.

Kürtlerin yoğun yaşadığı illerin başında Batı illeri geliyor. İstanbul en büyük Kürt şehri...

Herkes istediği yerde yaşıyor, istediği gibi okuyor, iş kuruyor, evleniyor, ne bir ayrımcılık ne öteleme.

Bırakın asimilasyonu, entegrasyon bile büyük bir hakarettir kardeşliğimize.

Öylesine biriz beraberiz.

KÜRTÇE SEÇMELİ DERS AMA PEK SEÇEN YOK

Öte yandan Kürt sorunu diye kodlanan sorunlar dizgesinin en başında Kürtçe oldu her zaman. Hatta Kürt sorunu üzerine yaptığım röportajlardan oluşan bir kitabıma "Dil Yarası" adını verdim ben de.

On yıllar boyunca yasaklanması, cezalandırılması sorunu büyütmüş kangrenleştirmiş.

Lakin o da aşıldı. Yasaklar kalktı. Her alana serbestiyet geldi ve yaralar iyileşti.

İlk kez 2004 yılında -yasada yapılan değişiklikle- MEB izinli Kürtçe dil kursları açıldı.

2014 yılında ise Kürtçe seçmeli ders olarak okullarda okutulmaya başlandı.

Bugün ortaokullarda 5. 6. 7. ve 8. sınıflarda öğrenciler Kürtçeyi Kurmancî ve Zazakî lehçeleriyle haftada iki ders alarak öğrenebiliyorlar.

TALEP 5 MİLYON ÖĞRENCİDE 30 BİN CİVARI

Peki, talep nasıl diye sorduğumuzda durum şudur:

2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla tüm Türkiye'de ortaöğretimde toplam 5 milyon 181 bin 386 çocuğumuz var.