Cumhurbaşkanı Erdoğan kıdemli bir devlet başkanı olarak 15. kez katıldığı BM Genel Kurul toplantısında tarihe geçecek nitelikte bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı, BM kürsüsünde Gazze'nin en gür sesi oldu. Dünyanın bütün meydanlarında güm güm atan küresel vicdanın; doğunun batının sokaklarında yankılanan "İsrail'i durdurun" öfkesinin taşıyıcısı oldu.
Bu nedenle de kimsenin tahammülünün kalmadığı noktada Filistin ve insanlık için umudun yeniden yeşermesini sağladı. Bir kez daha gurur duyduk Cumhurbaşkanımızla...
KÜRESEL VİCDANIN SESİ OLDU
"Birleşmiş Milletler'in amacı, uluslararası barış ve güvenliği korumaktır" hatırlatmasıyla başladığı konuşmasına "Gazze'de gözlerimizin önünde 700 günü aşkın bir süredir soykırım devam ediyor. Biz toplantı hâlindeyken dahi Gazze'de şu anda siviller katlediliyor" diyerek devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması asla politik bir konuşma değildi. İsrail'i, Netanyahu'yu ve destekçilerini eleştirip Gazze ve Filistin için acil müdahale isterken insani, vicdani ve hukuki açılardan yaklaştı konuya.
Gazze'de yaşananları tasvir ederken, fotoğraflar gösterirken, her saat başı bir çocuğun katledildiğini anlatırken söyledikleri yüreğinden çıktığı için yüreklere ulaştı.
İsrail'in Gazze'deki yıkımını, soykırımını, bilerek yol açtığı kıtlığı anlattıktan sonra "Bu cinnet hali daha fazla devam edemez" dedi.
"Çocukların açlıktan, ilaçsızlıktan öldüğü bir dünyada huzur olur mu" diye sordu haklı olarak.
İsrail ve ABD'nin (daha düne kadar pek çok batılı devletin) sığındığı yalanı bozarak "Gazze'de bir savaş yoktur, iki taraftan söz edilemez. Bir yanda elinde en modern silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta ise masum siviller vardır" dedi.
"Bu terörle mücadele değildir, 7 Ekim olayı bahane edilerek yapılan bir tehcir, sürgün soykırım, toplu kıyım politikasıdır."
Her cümlesi, esasen konuşmasının tamamı manifesto gibiydi.
İSRAİL İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ YOK EDİYOR!
Filistin'i tanıyan ülkeleri övüp daha fazlasını yapmaları için onları cesaretlendirdi Cumhurbaşkanı. Öte yandan İsrail'in iki devletli çözümü berhava ettiğini, dünya meseleyi hakkıyla ele almadığı için Filistin'i işgal ve ilhak etmekte olduğunu da çarpıcı şekilde hatırlattı.
Hamas'ın terör örgütü değil İsrail terörüne ve işgaline karşı koyan bir direniş örgütü olduğunu bir de BM kürsüsünden kayda geçirdi Erdoğan. Türkiye kamuoyuna konuşurken de "Milli Mücadele için Kuvayı Milliye ne ise Hamas da böyledir" demişti. Ki sadece son iki yılda şahit olunanlar bile İsrail'in terör örgütü, Hamas'ın izzetin ve direnişin örgütü olduğunu herkese ispatlamaya yeter de artar.
BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ!
Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatıyla mevcut dünya sisteminin bir an önce reforma tabii tutulmasına ilişkin çağrısı yine samimi ve güçlüydü Erdoğan'ın.
80 yıl öncenin siyasi şartlarına göre biçimlenmiş BM Güvenlik Konseyindeki beş devletin veto hakkından dolayı dünyadaki hiçbir krizin çözülemediğini dolayısıyla asıl krizin BMGK'nın yapısı olduğunu bir kez daha ilan etti.
2018'den beri seslendirdiği "Dünya 5'ten büyüktür" mottosu ve "Daha adil bir dünya mümkün" sloganı sorunu da çözümü de dünya kamuoyunun dikkatine sunuyor ve Erdoğan bunu her fırsatta dile getirerek takibini yapıyor.