"Cumhuriyeti biz kurduk" yalanı CHP'yi meşrulaştıramaz
Ertuğrul Akar
CHP yıllardır "Cumhuriyeti biz kurduk" diyerek siyasal meşruiyetini bu cümleye dayandırıyor. Ancak bu iddia hem tarih bilincimizi daraltıyor hem de Cumhuriyet fikrini bir parti tekelinde tutma çabasına dönüşüyor. Oysa Cumhuriyet, bir partinin mirası değil, bir milletin ortak iradesinin ürünüdür.
Cumhuriyetin ilanı, 29 Ekim 1923'te sadece bir elit grubun kararı değildir. O, cephede kan döken askerin, cephe gerisinde dua eden annenin, vatan uğruna yokluk çeken milletin eseridir. Cumhuriyet, halkın alın terinden doğmuştur; dolayısıyla "biz kurduk" demek, milletin emeğini yok saymaktır.
Ama bir başka gerçeği de görmek gerekir: Cumhuriyet, Batı merkezli bir rejim modelinin Anadolu topraklarına tercümesidir. Batı'nın kendi tarihsel dinamiklerinden doğan bu model, bizde bir kimlik arayışına, bir öykünme sürecine dönüşmüştür. Avrupa'da Cumhuriyet, feodal düzenin ve kilise vesayetinin aşılmasıyla doğal bir evrim olarak doğdu. Bizde ise bu sistem, savaş yorgunu bir millete tepeden indirildi.
Bu yüzden Cumhuriyetin özü değil, şekli kaldı elimizde. Batı'nın kurumlarını aldık ama onların dayandığı ahlaki ve toplumsal temelleri kuramadık. Yasalar Batı'dan geldi, ama vicdan Doğu'da kaldı. Aradaki uçurum hâlâ kapanmadı.
Bugün CHP'nin "Cumhuriyeti biz kurduk" söylemi, aslında bu Batılılaşma zincirinin devamıdır. Milletin değil, seçkinlerin diliyle konuşur. Oysa Cumhuriyet bir ideoloji değil, adaletli yönetim için bir araç olmalıydı.
Dünyada hiçbir gelişmiş ülke yönetim biçimini kutlamaz: Amerika, "Demokrasi Bayramı" yapmaz; çünkü demokrasi zaten onun yaşam biçimidir.