Genelde yürüye yürüye oynanan bir maç. Çok aralarda bir kıpırdama oluyor ama tempo 10 üzerinden değerlendirsek 4'ü geçmedi. Galatasaray yürüye yürüye oynarken 3-0 öne geçti. Sonra Konya baktı ki bu iş olmayacak biraz koşalım dediler. O sırada Okan, oyuncu değişiklikleri yaptı ve Konya kendini göstermeye başladı son 15 dakikada. Başladı da rakip maçın başından itibaren zaten 9 kişi oynadı. Biri Icardi, diğeri Sane. Okan, ikisini de çıkarmadı.
Bunların herhalde antrenmanları eksik, 'maçla bunu kapattırayım' dedi. Mutlaka Liverpool maçını düşünüyordur. Maç 3-1 olduğunda bile Galatasaray'da bir panik başladı; 'Bir gol yerse 3-2 olursa ne olur' diye. Yani bu kadar paralar veriyorsunuz, rakiplerinizle kalite farkınız çok fazla ve net ağırlığınızı hissettiremiyorsunuz. Çünkü niye, Galatasaray'da takım oyunu yok, ferdi oynuyorlar. Allah var iyi oyuncuları var, onunla maç kazanıyorlar. Galatasaray'da iyiler kimdi Yunus ve Torreira. Zaman zaman da kaleci Uğurcan iyi işler yaptı. Şu net, Galatasaray'ın kadro yapısı Türkiye liginin çok üzerinde. Şampiyonlar Ligi'ne yeter mi Şu görüntüde yetmez. İlk maçta da bunu gördük. Düşünün o Frankfurt takımı, önceki gün sıradan bir rakibe sahasında 4-3 yenildi.
Bazı taraftarlar Alman milli takım hocasının verdiği beyanata kızıyorlar ama normal! Biz doğruları fazla sevmiyoruz, hep yıkama, yağlama olacak. Maçın hakemi hiç zorlanmadan iyi bir maç yönetti. Torreira'nın maçın başında gördüğü kart tartışılıyor. Sarı mı kırmızı mı diye Ben sarıdan yanayım. Kasıtlı değil, pozisyon icabıydı. 90'dan sonra Galatasaraylı futbolculara kramplar girdi. Bu şunu gösterir, iyi hazırlık dönemi geçirmemişler. Bu olay eğer önemsenmezse sakatlıkları getirir. Düşünüyorum da akşam saat 8'de böyle kalitesiz maçta tribünler dolu. Helal olsun bu taraftarlara. Bu maçlar için büyük paralar verip, büyük eziyetlere katlanıp, bir de uykusuz kalıyorlar.