İki önemli milli maçtan önce milli futbolcu Kerem'in açıklaması: "Türkiye'nin en şerefli takımına geldim." 3 gol atıp, zar zor kazandığımız Gürcistan maçının ardından Milli Takımımız için TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun açıklaması: "Tarihin en karakterli milli takımı." Tam imam-cemaat olayı. Al birini vur diğerine. Ben yıllarca Ankaragücü'nde oynadım, kaptanlık yaptım. Kerem'e göre şerefsizim. Milli Takım forması giydim, yıllarca profesyonel top oynadım, TFF Başkanı'na göre de karaktersizim. Arkadaşlar Türkiye'de futbol niye böyle gidiyor, daha başka cümleler yazmaya değer mi İnanamıyorum ve hayretler içerisinde izliyorum.
Verilen bu beyanatlar, ileri gitmiş Avrupa ülkelerinin hiçbirinde verilmez. Neden Çünkü orada bir spor kültürü vardır. Bakınız 'futbol kültürü' demiyorum, 'spor kültürü' diyorum. Önce o olacak, yani spor kültürü, sonra voleybol mu basketbol mu, olursun.
Gelelim milli maça. 5 saat evvel Kadın Voleybol Takımı'nı seyrettim Dünya Şampiyonası finalinde. O Kadın Milli Takımı'nın oyuncuları yani kadınlarımız, 5 saat sonra İspanya maçındaki erkeklerimizden daha erkekçe mücadele ettiler. Arkadaşlar düşünün yahu, 90 dakika 6 gol yiyorsun, ulan biraz hırslanıp bir sarı kart bile görmüyorsun. Kırmızıyı zaten göremezsin! Adamlar senle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Senden daha teknik ve bilgililer, hepsine tamam ama 'Ben de futbolcuyum, ben seni oynatmam' deyip şöyle bir rakibe fizik olarak hissettirebilecek bir futbolcu görmedim. Hepsi psikolojik olarak da fizik olarak da eziktiler. Çünkü maça hazır değildiler. Çünkü futbolcu arkadaşları bir şey söylemişti, sahip çıkanlar oldu. TFF Başkanı bir şey söylemişti, kamuoyundan sahip çıkanlar oldu. Sonu da böyle olur. Adamlara 12 gol lazım olsa atacaklardı. Bir şey daha söyleyeyim, İngiliz hakem hayatının en kolay maçını idare etti. Bize acıdı, iki tane sarı kart gösterecek pozisyon vardı vermedi. Daha da acıdı, 'zavallıları daha fazla üzmeyeyim' dedi, oynanmayan süreleri net oynatmadı. Kâbusu bize yaşatan başta TFF Başkanı ve sonra Kerem'e binlerce teşekkürler!
MUSLERA'NIN BOŞLUĞUNU DOLDURAMAZTakımlarımız transferler yapıyorlar. Lazım olanları değil sidik yarışı yaptıklarıyla dolmuşa gelip alıyorlar. Muslera Galatasaray'da 14 sene oynadı. Gittikten sonra kamuoyu haklı olarak 'Galatasaray'a en az Muslera ayarında bir kaleci lazım' diye yorum yaptılar. Haklılardı. Galatasaray'ın kalecisi Günay kötü kaleci mi Hayır, iyi kaleci. Ama Şampiyonlar Ligi'ni oynayacaksan çok daha iyisi lazımdı. Galatasaray idari açıdan hata yaptı, sonra da panik yaptı, Uğurcan'ı büyük paraya aldı. Uğurcan kötü kaleci mi Hayır. Günay'dan iyi mi Tartışılır. Peki, Trabzon bu paraya bu kaleciyi satmakta haklı mı Bence haklı. Akıllı bir karar. Bu durumlarda hep rahmetli İlhan Cavcav'ı anarım. Bir gün ona basın mensupları sordular, "İlhan Başkan, bu futbolcu size lazımdı, niye sattınız" diye. Verdiği cevabı hiç unutmuyorum: "Kendimin para edeceğini bilsem kendimi bile satarım." İşte size akıllı idareci örneği. Doğru iş yaparsan şampiyon da olursun başarılı da. Ufak hesaplar yaparsan bir müddet götürürsün, sonra ayağına taş takılır düşersin. Bu cümleyi ileride daha da kullanacağımı zannediyorum. Şimdilik bu kadar.