Zor günler

Avrupa basketbolunu zor günler bekliyor. Kural değişikliği sayesinde Amerika üniversiteleri (NCAA) büyük paralar karşılığında Avrupalı gençleri transfer ediyor. Avrupa basketbol kamuoyunun şu anda en çok konuştuğu konu, altyapıya yatırım yapmanın finansal açıdan masaya yatırılması. Kulüpler yetiştirdiği genç oyunculardan tam verim alacağı çağda NCAA'ya büyük paralar karşılığında kaptırmaları bu konuyu gündeme getirdi. Bugün Amerika üniversite liginin baş aktörlerinden North Carolina'nın 13 milyon dolar oyuncu bütçesi olduğunu biliyoruz. Bazı küçük üniversiteler bile 7 rakamlı kontratları teklif edebiliyor. Bu şartlar altında Avrupa kulüplerinin rekabet şansı kalmıyor. Oyuncu temsilcilerinin yüzde 10 olan komisyonları üniversite transferlerinde yüzde 20'ye çıkıyor. Böyle olunca NCAA en büyük pazar olmaya başladı. Bu gidişle NBA'dan sonra üniversite ligi ikinci sıraya oturacak. Gençler ülkelerine geri döndüklerinde eğer eski kulüpleriyle geçerli kontratları yoksa serbest kalıyor. Bu durumda yetiştirici takım mağdur oluyor. Haklı olarak oyuncu yetiştirmesi kulüplere büyük bir yük olmaya başladı.

özümün iki ayağı var. Birincisi FIBA, NCAA ve NBA'nın bir masa etrafına oturup önce üniversiteler liginin Avrupa kulüplerini resmen tanımasının, buradan yola çıkarak bonservis parasını ödemesinin sağlanmasıdır. Daha sonrasında üniversite liginden NBA'ya giden oyuncuların yetiştirici kulüplerine bir ücret ödemesi. Görüldüğü gibi bu konuda FIBA'ya büyük iş düşüyor. Ama her şeyi onlara yüklemek yanlış olur. özümün diğer ayağı ise ülke federasyonlarından ve kulüplerden geçiyor. Federasyonların FIBA'ya bu konuda baskı yapması ve buna paralel olarak yetiştirici ücretlerini güncellemesi, sporcunun bütün kariyeri süresince yayılması gerekiyor (Yasal düzenlemeler yapılması kaydıyla).