Başka dünyanın sporu

Bu sıralar Amerikan Profesyonel Futbol Ligi NFL'i izlemeye de neredeyse basketbol kadar zaman ayırıyorum. Amerikan futbolu, Kuzey Amerika dışında pek fazla bilinmese de doğup büyüdüğü ülkenin en popüler sporu olmayı sürdürüyor. Son dönemde Avrupa kıtasında da özellikle gençler arasında hatırı sayılır bir izleyici kitlesi edinmeyi başardı. NFL, dünya üzerinde sporcularına en çok kazandıran lig olarak biliniyor. Nasıl kazandırmasın 2022 rakamlarına bakılırsa ligde mücadele eden 32 takımın toplam geliri 18.5 milyar doların üzerinde. Müthiş bir medya ağı (hem sosyal, hem konvansiyonel) devasa yayın ve reklam gelirleriyle çoğu kişinin bilmediği, bambaşka bir dünyadan bahsediyorum.

NFL'de sezon kısa; eylülde başlayıp ocak sonunda bitiyor. Şubat ayında oynanan tek maç, şampiyonun belirlendiği final: Super Bowl. Beş ay içinde takımlar en fazla 20 maç oynuyor (normal sezon 17 maç, sonra Play-Off). Bu kadar dar zamanda kazanılan para, ulaşılan ekonomik büyüklük gerçekten inanılmaz. Yıldızların kontratları da öyle. Mesela, Kansas City'nin ünlü oyun kurucusu Patrick Mahomes'un 10 yıllık sözleşmesinin karşısında 450 milyon dolar yazıyor. Yıllık 45 milyon dolar! Aynı ücreti alan NBA yıldızı Antetokounmpo'nun yılda yaklaşık 100 maça çıktığı, yazları da Yunan milli forması giydiği düşünülürse, aradaki fark daha kolay anlaşılır.

Peki NFL, maç sayısını artırıp sezonu uzatamaz mı Kazancını daha da artıramaz mı İşte orada bu sporun sertliği, ağır sakatlıkların sıklığı, özellikle de beyin sarsıntısıyla ilgili tartışmalar ve bilim insanlarının muhalefeti devreye giriyor. Başrolünde Will Smith'in oynadığı, senaryosu gerçek öykülere dayanan Concussion filmini hatırlarsınız. Orada anlatıldığı gibi, sahada beyin sarsıntısı geçirerek sakat kalan veya sahalardan kopan çok sporcu var. Sırf o sporcuların ve sigorta şirketlerinin açtığı davalar sonucu NFL'in ödediği tazminatlar yüz milyon dolarları buluyor.