Yüzyıllık seçim
GELİN bugün içeriden CHP'den AK PARTİ'den başlayıp Amerika'ya oradaki ana ekol'e uzanalım. Sonra yine Ankara'ya park ederiz... Ve belki yaşananlar ile olacak olanları çözeriz!
Ekrem İmamoğlu, önceki gün parti içindeki tartışmalara tepki göstererek, "Zaman önümüzdeki sürece dair en iyi şekilde hazırlanma zamanıdır.
Zaman hele hele aynı odada, aynı mekanda, aynı çatı altında siyaset yapan insanların 'Sen benim ayağıma bastın, sen benim koluma dokundun, yüzüme sert baktın' deme zamanı değildir.
Bununla uğraşan kim varsa benim yol arkadaşım değildir" dedi.
Ekrem Bey önüne çıkacak zorlukları ve oluşan BAŞKA seçenekleri gördüğü için böyle konuşuyordu.
Açalım...
Kemal Bey, Ekrem Bey'in büyük katkısıyla tasfiye edildi.
ANLAŞMA GEREĞİ Özgür Bey GENEL BAŞKAN oluyor, Tayyip Bey'den sonra CUMHURBAŞKALIĞI için de İmamoğlu'na destek sözü veriyordu. Burada hesaplar içinde olmayan, düşünülmeyen ancak ANKARA'da sanıldığından daha fazla arkasında güç bulacak bir isim vardı. O da MANSUR YAVAŞ'tı. Başkan Erdoğan'ın BEŞTEPE'deki serüvenini belirleyecek olan yine Erdoğan'dı. Erdoğan sonrası için ise AK PARTİ'de de CHP'de de hesaplar yapılmaktaydı. CHP'deki gidişatı bozacak, dengeleri sarsacak isim Mansur Bey olacaktı.
Arkasında DEVLETİN desteğini de bulacaktı. İmamoğlu'nun takılmaları, düşmeleri, oyun dışı kalmaları hep ona yazacaktı.
Yazın bir kenara...
Bizdeki bu sürecin nasıl ilerleyeceğinin Amerika'da seçimleri kimin kazanacağıyla çok ilgisi vardı. HİNDİSTAN yeni merkez olacaksa, yeni ÇİN olacaksa KAMALA HARRİS seçimi bir şekilde kazanacaktı.
Bu TÜRKİYE'nin dengelerinin sarsılması demekti. Trump da favoriydi. Şansı fazlaydı.
Sık sık yazdığım gibi Trump ile Macron'a bayılıyorum.
KÜRESEL DENGELERİ draje draje söyleyebiliyorlar. Trump da geçen gün önemli bir çıkışa imza attı. ABD eski Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olan Trump, seçimi kazanamadığı takdirde bunun suçunun Yahudiler'de olacağını iddia ederek "ABD'deki Yahudilerin yüzde 60'ının düşmana oy verdiğini" söyledi. Washington'da düzenlenen İsrail-Amerikan Konseyi (IAC) Konferansı'nda konuşan Trump, "Seçimi kazanamazsam İSRAİL 2 yıl içinde yok olacak" dedi.
Burada ne demek istedi Ona bakalım Türkiye'ye gelelim...
Başkan Erdoğan, BUSH ve TRUMP ile iyi çalıştı. Obama ile GEZİ ve 17-25 ARALIK'ı yaşadı. Biden ile istediği ritmi yakalayamadı. Mümkün de değildi bu. KAMALA HARRIS kazanırsa, ara daha da açılacaktı. Çünkü Amerika içinde Obama-Biden-Harris'in dayandığı EKOL'ün kalbinde GERMENLER-DİJİTALTEKNOLOJİ BARONLARI ve SEFARADLAR vardı. Bu ÜÇGENİN en önemli ayaklarından biri SEFARADLAR'dı. Trump da bunların kendisini istemediğini sevmediğini bildiği için SEÇİM ÖNCESİ nüfuslarından çok nüfuzlarına gönderme yapıyordu. Amerika içindeki bu MÜCADELE, ÇİN'in de nasıl şekilleneceğini yenileneceğini değişeceğini haber verecekti.
Tıpkı TÜRKİYE'de yaşanacaklar gibi... BU ÜÇLÜ yan yana omuz omuza verip İNGİLİZLER'i karşıda tutuyordu. ÇİN'e yaptıkları gibi... Başkan Erdoğan ve Türkiye de bu ÜÇLÜ'den GEZİ ile 17-25 ile ayrılıyordu. Ve yollar bir daha hiç birleşmiyordu birleşmeyecekti.
F-16'lardan F-35'lere oradan da PKKYPG'ye kadar olan eksende devamlı olarak Başkan Biden ile Amerika'nın bu tarafı ile sürtüşme yaşanmaktaydı.
Çıkarlar noktasında ortak bir nokta bulunmuyordu. Bu da tansiyonun yükselmesi anlamına geliyordu. Başkan Erdoğan sonrası dönemde de, KÜRESEL DENGENİN alacağı şekil içeride belirleyici olacaktı. Bundan kaçış yoktu.
ÖZGÜR ÖZEL, İmamoğlu'nun saf dışı kalmasından sonra önüne gelecek fırsatlar için uykuya dalarken, Mansur Bey de bu ÜÇLÜ'den uzakta tutularak Erdoğan sonrası için hazırlanmaktaydı.
GERMENLER DİJİTALCİLER SEFERADLAR doğal olarak nasıl Başkan Erdoğan'ı istemiyorlarsa Mansur Bey'i de istemeyeceklerdi.
Bu CHP içinde de ÇATIŞMAYI kaçınılmaz olarak ön sıralara taşıyacaktı. Bu çatışma 15 TEMMUZ'da temelleri atılan YENİ DEVLETİN kendisini koruma refleksi olarak da görülebilirdi. 15 Temmuz'u yaşayan TÜRK DEVLETİ, BAŞKAN ERDOĞAN