Ziya'red

OLAN biten ortada...
Görmek isteyen pek yok.
Önümüzdeki günlerde Alman Başbakan Scholz, yine Çin'e gidecek. Cinping önemli oyuncu.
Çin de... Daha önce büyük işadamları listesiyle Pekin'e giden Olaf Scholz tansiyonun yükseldiği bugünlerde "ÇIKIŞ" için yine aynı yolu kullanacak. Scholz döndükten sonra da Çin lideri, Macron'a ziyarete gelecekti. Yani AVRUPA'nın iki önemli gücü ÇİN ile temasları bitirmeye niyetli değildi. Haklılardı. Putin'de boş durmuyordu!
Vladimir Putin, seçildikten sonra yeni döneminin ilk yurt dışı gezisini Çin'e yapacaktı.
O da geçtiğimiz yıl Pekin'e gidenlerdendi.
Ortada şöyle garip bir tablo vardı!
Avrupa Birliği Çin ile yürümek istiyor, Rusya kağıt üzerinde en yakın müttefik olarak Pekin yönetimini görüyor, Cinping de her iki eksenle dünyaya "AYAR" verebileceğini düşünüyordu!
Ortada sorun yoktu!
ANCAK UKRAYNA SAVAŞI patlıyor AVRUPA, RUSYA'dan kopuyor uzaklaşıyordu.
Çin bunu durduramıyor, AB ise ABD'ye bağımlı hale gelerek KÜRESEL GÜÇ iddiasından uzaklaşıyor, Paris-Berlin hattı zayıflayınca Pekin de ekonomik-siyasi gerileme ile baş başa kalıyordu.
KİM YAPIYORDU BUNU
Kimin yaptığına geliriz.
Ancak önce Fransız Devlet Başkanı Macron'un, ÇİN'den dönerken POLİTİCO'ya yaptığı açıklamaları hatırlamakta fayda vardı.
NATO üzerinden ABD'ye meydan okuyan Macron uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulunuyordu.
Net ve şiddetli konuşuyordu...
"AVRUPA'NIN SINIR ÖTESİ DOKUNULMAZLIĞI OLAN DOLAR'A BAĞIMLILIĞINI AZALTMASI GEREKİR" çıkışı hedefi, mücadeleyi açık seçik ortaya koyuyordu.
Macron da Charles de De Gaulle gibi ABD'nin rüzgarından etkisinden kurtulmak istiyor yeni yol arıyordu!
Gelen soru üzerine Fransız Devlet Başkanı asıl sorunu ortaya koyuyordu.
GİZLİ ÖZNE kullanarak aşamadıkları problemi tanımlıyordu: Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri'nin takipçisi olmamalı. Bizim yani Avrupa Birliği'nin karşı karşıya olduğu en büyük risklerden biri kendimizden kaynaklanmayan krizlere yakalanmaktır...
Yani Macron "ABD öyle hamleler yapıyor ki her şartta kaybeden biz oluyoruz. Bunu önlemenin yolunu bulamıyoruz" diye şikayet ediyordu...
Zaten Macron, ÇİN'e gitti geldi AFRİKA karıştı.
Darbeler, kalkışmalar, devrilen liderler dünyada manşetlere çıktı!
Kağıt üzerinde açıklamalarda Avrupalı liderler de Putin de Cinping de DOLAR'a savaş açıyorlardı.
Açık net söylüyorlardı.
Ancak gereğini yapmıyorlar yapamıyorlardı.
Neden
Oyunu bozan kimdi
Lizbon'dan Japon Denizi'ne kadar uzanan eksen her dediğini yaptırırdı. Para da silah da teknoloji de medeniyet de kültür de asker de nüfus da vardı. Öyle görülüyordu.
Olmuyordu...
Niçin
Avrupa stratejik özerkliğini inşa edecekken bir kriz geliyor ve bunun hayata geçmesini engelliyordu.
Son adım RUSYA'nın UKRAYNA hamlesiydi. Çin ile yakınlığı ticarette de zirveye çıkaran AB, GİZLİ ABD operasyonuyla Rusya'dan ayrılıyor enerji, ordu, silah eksikliği ile baş başa bırakılıyordu. ABD en büyük rakibini tutup yanına çekiyor güvenli alana taşıyordu.
Rusya ÖTEKİ oluyordu!
Durum böyle olunca doğal olarak ABD'ye dönüp orada gerçeği anlamaya yarayan ip ucu var mı diye bakıyorsunuz.
ABD Başkanı Biden 7 Mart'ta önemli bir konuşma yaptı.
Buralarda pek görülmedi.
Rusya-Ukrayna savaşına değindi. Biden göreve gelirken "zayıflatılacaklar listesine" ilk sıraya Putin'i koyuyordu.
Tabii seçildikten sonra CENEVRE'de baş başa 2.5 saat görüşülüyordu!
O ayrı!
Biden konuşmasında "Eğer bu odada Putin'in Ukrayna'da duracağını düşünen birileri varsa, sizi temin ederim ki durmayacaktır. Tarih bizleri izliyor. Avrupa risk altında..." diyordu.