Teröre Şam'ar
O KADAR kritik gelişme oluyor ki hangisini buraya taşıyacağımı şaşırıyorum. Yıllardır DIŞ GÜCÜN ne olduğunu nasıl sonuç aldığını aktardım. Sadece Türkiye değildi oyun alanı. Binlerce örnek vardı. Ve şimdi klavyenin başında bütün olan bitenin hesabını yaptığımda DEVLETLERÜSTÜ BİR AKILLA karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. NET!
Hiçbir zaman dünya üzerindeki devletlerin kendi istediklerini yapıp sonuçta ortaya çıkan tablo üzerinden konuşulduğunu varsaymadım!
Mümkün değildi bu! Hiçbir zaman...
Bugün çok geniş yelpazeden gidelim. Türkiye'ye gelelim... Ve o aklı görmeye çabalayalım...
Sokakta çevirdiğimiz yüz kişiden 99'nun bile haritada yerini gösteremeyeceği YENİ KALEDONYA diye bir OKYANUS DEVLETİ var.
Fransa'ya bağlı. Orası karıştı.
Devlet Bey içeride MHP'ye ve ÜLKÜCÜLER'e gelen rüzgarı gördü ve elini yükseltti.
"ESAD ile anlaşalım. Terörün kökünü birlikte kazıyalım..." dedi. Üstüne bir de CHP lideri Özgür Özel'in YUMUŞAMA ve NORMALLEŞME çıkışlarına değindi. İyice yüklendi: Türkiye'de anormal bir şey yoktur. Özgür Bey'e adam gibi duruş sergilemesini tavsiye ediyorum...
Yani günlerdir yazdıklarım yavaş yavaş sahne alıyordu.
Alacaktı. Kaçış mümkün değildi.
Açalım isterseniz...
KÜRESEL ARENADAN, BÖLGEYE gelelim... Avustralya ve Fiji arasındaki takım adalardan oluşan Yeni Kaledonya, 19. yüzyıldan bu yana Fransa'ya ait bir bölge. Paris yönetimi ile takım adada nüfusun yüzde 40'ını oluşturan yerli Kanak halkı arasındaki gerilim bir süredir yüksekti. Kanaklar, bölgede 10 yıldan fazla yaşayan Fransızların oy hakkına sahip olmasını öngören yeni anayasanın, yerel halkın yönetimdeki gücünü azaltacağından duydukları kaygı nedeniyle sokağa çıktı.
ADALAR savaş alanına döndü.
Olağanüstü hal ilan edildi. 3 bin kişilik ÖZEL FRANSIZ birlikleri yollandı. Macron 24 saatlik uçuşla bölgeye gitti. Sorun hala çözülmüş değil.
Peki ne oluyordu
Çok sık yazdığım gibi ABD İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra aldığı imparatorluğu ısrarla geri isteyen İNGİLTERE ile çatışma halindeydi.
Bu savaş her yerdeydi! İngiltere'yi düşünün! Küçük bir ADA! Nüfusu da etkisi de görünürde sınırlı. Nasıl oluyordu da görünür güç ABD ile mücadele edebiliyordu Londra'ya akan PARA ve emperyal olarak kağıt üzerinde "yönetmediği ülkeleri" bir araya getirerek oluşturduğu mukavemetle...
Türkiye'yi düşünün. Londra'da evi, parası, varlığı olan ne kadar sanatçı-siyasetçi-sporcu-işadamı var... Bunu KÖRFEZ'e ve Çin'e oradan da RUSYA'ya oligarklara uzatın! Diktatörlere kadar esnetin.
Devasa zenginlik İNGİLTERE'ye yani City of London'un kontrolüne akıyordu. Bu ABD'nin Bretton Woods'ta kurduğu DOLAR sistemi üzerindeki koca bir delikti. ABD silahla, askerle, teknoloji ile bunu kapatıyor olsa da İNGİLTERE çok az maliyetle, akılla buna karşı çıkıyordu. ÇİN bunun sonucuydu!
Eğitim sistemimiz bir İNGİLİZ'in nasıl düşüneceğini bize açıklamazdı.
Anlayamazdık.
Günün sonunda ABD'ye "Bize imparatorluğumuzu verin.
Karışmayız ha..." tehdidinde bulunuyorlardı. ABD de boş durmuyordu. Duramazdı. Yeni Kaledonya da Suriye de Kuzey Irak da aynı savaşın farklı ve birbirine uzak mevzileriydi.
ABD, İngiltere'nin elinden AVUSTRALYA'yı çekip aldı.
AUKUS bunun içindi. Çin ile arası iyi olan AVUSTRALYA artık sert ve netti. ABD'nin yanındaydı.
Pentagon da oradaki ÜSLERDEN tüm bölgeyi saniye saniye dinliyor ve izliyordu. OKYANUSLARI kontrol edemeden dünyayı yönetemezdiniz. Avustralya gidince Fransızlar'ın elindeki YENİ KALEDONYA'nın da gitmesi gerekiyordu. Nasıl AFRİKA'da pek çok ülke elinden alındıysa, aynısı yapılmaktaydı.
Operasyon buydu.
ÇİN'i kuşatıyor aynı anda aynı akılla ÇİN'e güç verenleri de buduyorlardı. Afrika operasyonları neyse, Yeni Kaledonya neyse HAMAS da oydu! Reisi'nin öldürülmesi de oydu! Çin'in havuzuna su taşıyan herkes hedefti. Bu bize KÜRESEL MÜCADELENİN nasıl yaşandığını gösteriyordu. Tabii alışkanlıklarımız ve kafa konforumuz bunu görmeyi zorlaştırıyordu. İsimlere, demeçlere bakarak olan biteni anlamaya gayret ediyorduk. Hiç şansımız yoktu!