Saklı gerçek

TÜRKİYE SAKLI GERÇEKLER müzesidir. İnsanlara pek çok şey kabul ettirilir. Edilir de... Sorgulanmaz.
Ya dostluk ya düşmanlık ya ortaklık ya ayrılık pompalanır. Çıkıp "NEDEN BÖYLE" diye soran sorgulayan çok azdır. Küresel anlamda da iç siyaset çerçevesinde de durum budur!
Kararlarımız kesindir!
Peki ne kadar doğrudur
Bilmeyiz...
Açalım...
Rusya'nın, Putin'in korktuğu, çekindiği, tehdit gördüğü ülke ÇİN'dir. Bu nedenle ORDUSUNUN yüzde 65'ni o sınırlara doğru konuşlandırmıştır. Medya tam aksini yazar oysa! Rusya daha öncesinde SOVYETLER bizde SOL'u temsil etti. Öyle sanıldı. Medya ve görevli olanlar bunun üzerine yazıp çizdi.
Haliyle SOL örgütleri de, MOSKOVA yönetiyordu. Garip olan noktalar vardı. Pas geçiliyordu. Türkiye'nin canını sıkan, zamanını çalan, enerjisini tüketen hangi örgüt, hangi yapılanma, hangi GÖREV TAKIMI varsa burada zora düştükleri zaman soluğu AVRUPA'da alıyordu! Moskova'ya giden SOL'cu yoktu! PKK için de aynı gizli gerçek büyük oranda geçerliydi!
Örgütün parası da pulu da silahı da aklı da oradan geliyordu. Konuşan yoktu! AVRUPA'da PKK merkezine ev sahipliği yapmayan BAŞKENT var mı Bakın bakalım...
Ne hikmetse bunlar hiç konuşulmuyordu! Fransa'nın, Almanya'nın, İsveç'in, İtalya'nın, Norveç'in yani kim varsa hepsi destek verirdi, ancak biz sadece ABD'ye bakardık! Her taşın altında onları bulmak ve "KAHROLSUN ABD" demek spordu! Darbeler, cuntalar, ekonomik operasyonlarda sadece ve sadece ABD üzerinden okunuyordu! ABD'nin KÜRESEL RAKİPLERİNİN BURADA BİZE OPERASYON YAPACAĞI nedense şıklar arasında hiç yer almıyordu!
Bu da bizi olayları TAM olarak anlamaktan uzağa itiyordu!
Bunları neden yazıyorum Oraya geleyim... Son günlerde siyasetin merkezinde iyiden iyiye KÜRT ve ALEVİ sözcükleri konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Siyasetin akışı bu sözcükler ve taşıdığı değerler üzerinden anlatılmaya çalışılmakta. Bu sorun!
Hem de büyük.
Bakın!
Gerçekte kimliğimiz tercihimiz değil kaderimizdir. Soy meselesi ve buna yüklenecek anlamı yaşadığımız çevre ve şartlar değil, SİYASET belirler.
Dinler tarihi de böyledir! Siyaset yolları, kanalları ve farklılıkları aralar!
Mezhepler de olduğu gibi... Hazreti Peygamber hayattayken savaşlar olmuştur. Birkaç yüz şehit verilmiştir.
Ölümünden sonra yaşananlarda ise binlerce insan hayatından olmuştur.
Neden Siyaset! İÇ ÇEKİŞME, İÇ SAVAŞ her zaman yakıcı ve kahredici olmuştur. Yarası da kolay kolay kapanmaz! Aynı inancı paylaştıkları halde SİYASETEN yollar ayrılınca ideolojiler de mezhepler de devreye girer! Neden peki Farklılığın, yol ayırımının anlatılması için! Doğru mu Kesinlikle... SİYASET'in öyle bir fırtına etkisi vardır ki; DOSTLARI DÜŞMAN, DÜŞMANLARI KARDEŞ YAPAR! Böyle bir sihirle yürür...
ABD, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nda Japonya'ya atom bombası attı mı Evet attı. Yüzbinlerce insanın ölümüne yol açtı mı Evet açtı. Peki sonra hiçbir şey olmamış gibi hem teknoloji hem sermaye vererek JAPON MUCİZESİ'nin meydana getirilmesine kapıyı araladı mı Evet, araladı. Yani SİYASET eski DÜŞMANI bir anda DOST yapabiliyordu! ALMAN tehlikesine karşı ABD, Sovyetler'le yan yana savaştı. Yardım etti. Sovyetler'i kurtardı. Savaştan sonra ne oldu
ABD bir yana, Sovyetler diğer yana düştü. Kağıt üzerinden de olsa artık DÜŞMANDILAR!
Yani KÜRESEL ölçekte de yerel çerçevede de SİYASET "ÖTEKİ"ni belirler. DOST-DÜŞMAN tanımının içini doldurur. İşinde gücünde olan insanlar da "NEDEN BÖYLE" diye pek sorma fırsatı bulamaz...
KİMLİKLER konuşulmaya başlandığı zaman dikkatle olan bitene bakmamız gerekmektedir. Emin olun bir KURGU vardır, birileri istemeden de olsa bilmeden de olsa o değirmene su taşımaktadır. Kürtler ve aleviler üzerinden SİYASETİN rotası okunmaya başlandı. Ve bu
her geçen gün artmakta! Birileri sanki gaza bastı... Ülkenin durumu, bölgenin gittiği istasyon, küresel mücadelenin geldiği yer, fırsatlar ve riskler konuşulmuyor, ancak içeride bizi ayrıştıracak noktalara basınç uygulanıyordu! GARİP!
Kimlikler ve kimlikler üzerinden SİYASET konuşulmaya başlandığı zaman gidilecek yerde bizi bekleyen HUZUR, GÜVEN, ZENGİNLİK, REFAH yerine acı'dır!
Gözyaşı'dır...
Türkiye gibi tarihte ALTIN HARFLERLE yerini almış medeniyetler, akıllar BÜYÜK düşünmek zorundadır.
Takip edenler bilecektir! Bizi biz yapan değerlere dokunmam dokunulmasına da karşı çıkarım. ONLAR BİZİZ ZATEN. Hepimizi kapsayan, hepimizi mutlu eden, hepimizi geleceğe götüren ALGORİTMAYI bulmamız ve izinden gitmemiz gerekiyor. Türkiye'de olan biteni anlayan adam sayısı az!
Tamam! Ancak tablo böyle diye kendimizi evin içine kapatacak değiliz.
Oyun kurmalıyız. Kuramıyorsak kurulan oyuna dahil olup en büyük PASTAYI almalıyız. Siyaset bence bu. Bu nedenle yapılmalı... Ülkeyi büyütmek ve geleceğe taşımak için...