Hamle!

TUHAF günlerden geçiyoruz.
Bir karanlık, bir grilik bir belirsizlik var... Üst üste pek çok şey yaşandı. İçeride de hemen dışımızda da gerilim bir türlü dinmiyor. Tansiyon devamlı yükseliyor. Yükselecek de...
MİT'in Türkiye'de MOSSAD adına çalışan koca bir kalabalığı yakaladığı gün Lübnan'ın başkenti BEYRUT'tan suikast haberi geldi.
HAMAS'ın siyasi kanadının en üst düzey isimlerinden Salih El Aruri öldürüldü. Olay, Lübnan Hizbullahı'nın kalelerinden biri olarak bilinen Dahiye'de yaşandı.
İnsansız hava aracı ile düzenlenen saldırıda toplam 6 kişinin hayatını kaybettiği ileri sürüldü.
HAMAS'ın silahlı kanadının iki önemli yöneticisinin de ölenler arasında olduğu bildirildi.
İSRAİL açıktan suikastı üslenmese de işaretler haliyle TEL AVİV'i göstermekteydi. Netanyahu'nun danışmanı Mark Regev "Bu saldırıyı kim yaptıysa, cerrahi bir saldırıyla HAMAS liderliğini hedef almış" yorumu yaptı. Suikast haberinin gelmesinden sonra bölgeden "Bu suç cezasız kalmayacak" sesleri yükseldi.
Tam yazımın buraya kadar olan kısmını tamamlamıştım ki İRAN'dan bir haber düştü ajanslara... Tüm dengeleri değiştirecek, bölgenin kaderini etkileyecek cinstendi, bir adımdı bu!
İran'ın efsane komutanı, Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 2020'de Bağdat Havaalanı'nda bir ABD insansız hava aracı saldırısında öldürülmesi nedeniyle düzenlenen anma töreni sırasında peş peşe bombalar patlatıldı.
KİRMAN'da Süleymani'nin kabrinin de bulunduğu bölgede 10 dakika arayla iki patlama meydana geldi. En az 103 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. 3 Ocak 2020'den 4 yıl sonra yine ölüm İRAN'ın kapısına dayanıyordu...
Türkiye'yi de içine alacak şekilde devam edelim...
Çin'i, ABD'yi, İsrail'i, Rusya'yı ve AB'yi de katarak... Tabii ki İNGİLTERE'yi de unutmadan...
7 Ekim'deki HAMAS saldırısından sonra ABD ve BATI, İsrail'in kayıtsız şartsız yanında yer aldı. İSRAİL'i kolundan tutarak da yanlarına çektiler.
Almanya Başbakanı Scholz, bir konuşmasında "İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ DEVLET
POLİTİKAMIZDIR" dedi. Daha ne desin değil mi... ABD'yi zaten biliyorsunuz. DONANMASINI yolladı bölgeye geldi, çöreklendi.
Herkese ayar verdi. Bu gerginlikten kısa süre önce de gitti!
Türkiye açık net HAMAS'ın yanında pozisyon aldı. Başkan Erdoğan bunu her platformda dile getirdi. Bunun üzerine İsrail ile ilişkiler gerildi. 28 Ekim'de İsrail Dışişleri Bakanı Cohen, sosyal medyadan yaptığı açıklamada "Türkiye'den gelen vahim açıklamaları dikkate alarak, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden değerlendirilmesi için diplomatik temsilcilerin geri dönmesi talimatını verdim" dedi.
O tarihten sonra ilişkiler yatışacağı yerde tırmandı. 2023'ün son günlerinde TEL AVİV bir hamle daha yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı görevinde olduğu sürece Tel Aviv'in Büyükelçisi'ni Ankara'ya göndermeyeceğini söyledi. Başkan Erdoğan'ın İsrail Başbakanı Netenyahu için "Hitler benzetmesi" yapmasının ardından bu karar geliyordu. Cohen, ilişkileri çıkmaza sokacak adımı atarken "Şubat ayında Türkiye'ye yardım sağladık. Oraya sahra hastanesi bile açtık" ifadelerini kullanıyordu...
Başkan Erdoğan'ın "İsrail'in Nazi kampları" ve "HİTLER" benzetmeleri, Tel Aviv'in kimyasını bozuyordu. Son tahlilde bölgenin gerilim yüklü havası, gelip bize kadar ulaşıyordu. Ve bu iklimde HAMAS suikastı ve İRAN'da katliam yaşanmaktaydı. MİT de MOSSAD avına çıkıyordu... İsrail'in yanında tüm BATI İSTİHBARAT TEŞKİLATLARINI DA DÜŞÜNMEK durumundaydık.
Olay tırmanacaktı. Umarım içeride bir şey olmaz ancak bölgede artık hiçbir yer güvenli değildi, güvende değildi!
Çin'e geçelim...
Cinping, 2023'ün son günlerinde BÜYÜKELÇİLERİNE seslendi. İPEK YOLU ile 10 yılda kat ettikleri mesafeyi anlattı. Yeni dönemde ABD ve Batı ile küresel güç rekabeti içinde olacaklarını ilan etti. Yeni dinamiklerle uluslararası etkiyi, çekimi ve olayları şekillendirme güçlerini katlayacaklarını dile getirdi. ABD'yi hedefe koyup "Güç siyasetinin ve zorbalığın her türüne karşı çıkmalıyız" ifadesini kullandı.
Washington'ın Hint- Pasifik stratejisi kapsamında bölge ülkeleriyle kurduğu ortaklıklar ile çevreleme operasyonunu tamamlamak istediklerini de yakından takip ettiklerini açıkladı. Cinping finalde "Küreselleşmeyi geriye çevirmeye yönelik, GÜVENLİK kavramını suiistimal eden tüm girişimlere, tek taraflılığın ve korumacılığın her biçimine kararlılıkla karşı çıkmalı..." ifadesini kullandı. Çin KÜRESELLEŞMEYİ savunuyor, ABD-AB karşıda yeni formatla yer almak istiyordu. Bu da BÜYÜK SAVAŞIN TANIMLARINDAN biriydi zaten... Bu satırlardan da anlaşılacağı gibi ÇİN ve arkasındaki