Eric Dalı
NEW York'ta, Eric Adams üzerinden tansiyon bir anda arttı. Başkan Erdoğan, Biden'ın yemeğine kalmadan Türkiye'ye döndü.
Haliyle fısıltılar yayılmaya başladı.
Birileri yine fırsatı ganimet bildi.
Yürüdü. Peki neler oluyordu Kim ne istiyordu Amaç neydi
Açalım...
New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkında iddianame hazırlandı. Rüşvet ve yasa dışı kampanya finansmanı ile suçlandı.
ABD'nin New York Güney Bölgesi Savcılığı'nın açıklamasında, Adams'ın "en az bir" Türk hükümet yetkilisinden ücretsiz sağlanan lüks uluslararası seyahatleri kabul ettiği ifade edildi.
İddianamede, Adams'ın, yasa dışı kampanya finansmanını "adaylık desteği" adı altında "saman bağışçılar" üzerinden aldığı belirtildi. Yasa dışı finansmanın aracısı olan "saman bağışçılar", başka bir kişinin parasını kendi adına siyasi bağış yapmak için yasa dışı olarak kullanan kişiler olarak biliniyor. Açıklamada bir Türk diplomatının "saman bağışlarda" aracılık yaptığının altı çizildi. Adams ve beraberindekilerin, Fransa, Çin, Sri Lanka, Hindistan, Macaristan ve Türkiye'nin de dahil olduğu varış noktalarına ücretsiz veya indirimli seyahat ettikleri vurgulandı.
Peki bu iddialar neden gündeme geldi Türkiye, New York'taki TÜRKEVİ'nin açılışını hızlandırmak istiyor, "2021'e yetişsin" diyordu!
Mesele bu. Bu talepten sonra Eric Adams'ın New York İtfaiyesi'ne baskı yaptığı ileri sürülüyor. Yani Türkiye kendi parasıyla yaptırdığı BİNA için orada gündem oluyordu
Neden SORU BU! Başkan Erdoğan'ın Biden'ın yemeğine kalmadan dönmesi, New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkında açıklanan Türkiye bağlantılı yolsuzluk ve rüşvet iddianamesiyle ilgili sorulardan kaçınmak için şıkkını akıllara getirdi. Çok kişi de bunu kaşıdı. Erdoğan döner dönmez Eric Adams hakkındaki iddianame açıklandı. 57 sayfalık iddianamenin önemli bölümünü Türk "iş insanları" ve en az bir Türk yetkiliyle ilgili suçlamalar oluşturdu. İddianamede Adams'ın yaptığı business class uçuşları, İstanbul'daki lüks otellerde konaklamaları da rüşvet suçlamaları arasında yer aldı. Türk iş insanları ile olan ilişkileri de mercek altına alındı. Bunlar olurken Fox ve New York Post gibi yayın organları, Adams'ın başına gelenlerin nedeni olarak "Biden yönetimini ve GÖÇMEN politikalarını kıyasıya eleştirmesi"ni gösteriyordu. Başsavcılık Hindistan'a giderken ekonomi biletinin BUSINESS olarak değiştirildiğinden giriyor, Çin'e ve Macaristan'a nasıl gittiğinden çıkıyordu. Konuyu İstanbul'a getiriyor. Buradaki ilişkilerine odaklanıyor, St.
Regis Otel'in Bentley süitinde özel olarak ağırlandığını belirtiyordu. Yedikleri içtikleri listeleniyor "Şu kadar eder" deniliyordu.
Amerikan medyasından sızanlara göre, iddianamede sözü edilen "iş kadını" Adams'ın İstanbul ziyaretlerinde konakladığı belirtilen St.
Regis Oteli'nin sahibi olan Demsa'nın patronu Demet Sabancı Çetindoğan'dı. İsmi belirtilmeyen ve "bir Türk üniversitesinin sahibi" olduğu bilgisi verilen "iş adamı"nın da Bahçeşehir Üniversitesi sahibi Enver Yücel olduğu anlaşılıyordu. Diplomat da Reyhan Özgür'dü...
Bu gelişmeler, Erdoğan'ın BM Genel Kurulu için gittiği günlere sığdırılsa da mazisi vardı. Bizler de haber yapıp yazmıştık.
Yukarıdaki soruya dönelim!
NEDEN ŞİMDİ
Başkan Erdoğan, New York'ta dünyanın gözünün içine baka baka "İsrail, Filistin topraklarını, dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığına dönüştürdü...
Gazze'deki çocuklarla birlikte Birleşmiş Milletler sistemi de ölüyor, gerçek ölüyor, Batı'nın savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor, insanlığın daha adil bir dünyada yaşama umutları birer birer ölüyor...
Size açıkça soruyorum:
Gazze'dekiler ve işgal altındaki Batı Şeria'dakiler insan değil mi Filistin'deki çocukların hiçbir hakkı yok mu Netanyahu ve cinayet şebekesini durduralım.
Bundan 70 sene önce nasıl Hitler, insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa Netanyahu ve cinayet şebekesi de insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır..." dedi.