Sağa kayış devam ediyor

Almanya'da genel seçimlerde Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU CSU) oyların yüzde 29'unu olarak birinci parti oldu, yeni hükümeti kurmaya hak kazandı. Ancak seçimlerden en kazançlı çıkan partilerin faşist AfD ve sol Linke olduğu söylenebilir. AfD oylarını önceki seçimlere kıyasla 10 puan artırarak yüzde 21'le ikinci büyük parti konumuna yerleşti. Şimdi Meclis'te CDUCSU'nun 208 iskemlesine karşılık AfD'nin 152 iskemlesi var. Solda Linke oylarını 6 puan artırarak yüzde 9 ile barajı geçti; 64 iskemle kazandı.

MERKEZ ERİDİ

Merkez partilerinden Sosyal Demokratlar (SDP), Yeşiller ve Liberal Demokrat Parti oy ve iskemle kaybettiler: SDP 9 puan oy kaybetti, iskemle sayısı 120'ye düştü; bu oranlar Yeşiller için 3 puan ve 85 oldu, Ulusalcı sol olarak tanımlanan BSW barajı geçemedi ama solun aldığı oy toplam yüzde 14'e yaklaştı. Kısacası merkez partiler eridi.

Peki, şimdi yeni hükümeti, seçimlerden birinci parti olarak çıkan CDUCSU kurmuyor mu O da bir merkez partisi değil mi Üstelik, koalisyon ortağı SDP olmayacak mı

Durum aslında daha karmaşık. CDUCSU ile SDP arasında, kamu harcamaları, göçmen politikaları, hatta küresel ısınmaya karşı önlemler konularında ciddi farklar var. CDU CSU göçmenler konusunda AfD'ye çok yakın, göçmenlerin haklarını kısıtlamaya yönelik bir yasayı AfD desteğiyle, SDP oylarına rağmen çıkarmıştı. Şimdi, CDU CSU eğer SDP ile hükümet kurarsa göçmen hakları alanında taviz vermeye zorlanacak. Bu durumda, AfD'nin "Söz verdiklerini yapamıyor" suçlamasıyla karşı karşıya kalacak; toplumsal desteği daralmaya başlarsa CDUCSU'nun koalisyonu sürdürme arzusu hızla kaybolabilir.

İkincisi, CDUCSU başkanı şansölye adayı Metz'i merkez sağ olarak tanımlamak zor. Birincisi göçmen hakları konusunda AfD ile iş yaparak bir "kırmızı çizgiyi" aştı. İkincisi, savaş suçlusu ve soykırım kararlarını protesto etmek içini, herkesten önce Netanyahu'yu davet edecekmiş. Almanya geçmişte bir soykırım suçlusuydu; bugün yeni şansölyesi bir "soykırım inkârcısı". Üçüncüsü, kamu harcamalarını, sağlıklı eğitim gibi refah yükseltici alanlara değil savunma sanayisinde yapmak istiyor. Bunun için de Rusya tehlikesini, NATO çökebilir korkusunu, militarizmi, Alman milliyetçiliğini körüklemekten çekinmiyor. Bu üç konuda kendisiyle aynı frekansta olan AfD' ile iş yapma olasılığı da "asla" demesine karşın çok yüksek. CDU CSU yasa geçirmek için AfD ile işbirliği yapmıştı; SPD ile koalisyon kuramazsa ya da kurulan koalisyonu yönetemezse gidecek bir başka kapısı da yok. Trump yönetimi de o "kırmızı çizginin" kalkması için baskı yapıyor.

TARİH DE UMUT VERMİYOR

Almanya seçimlerinde geleceğe yönelik umut veren tek gelişme Linke'nin aniden hem de ağırlıklı olarak gençleri ve kadın seçmeni kendine çekerek oylarını yüzde 3'ten yüzde 9'a çıkartmış olması.