'Onlar bizden farklıdır'
Geçenlerde Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, işverenlere tepki gösterirken "Bizi yok sayıyorlar. Kendilerini ayrı bir ırk zannediyorlar. Öyle gemiyi götüremezsin" diyordu.
Ergün Atalay, "Bizi yok sayıyorlar. Kendilerini ayrı bir ırk zannediyorlar" derken haklıydı ama ne yazık ki "Öyle gemiyi götüremezsin" derken değil. Çünkü bu "ayrı ırk olarak" görmek "gemiyi götürmeye devam etmenin" koşullarından biridir.
'ONLAR BİZDEN FARKLIDIR'Ünlü Amerikalı yazar F. Scott Fitzgerald "The Rich Boy" ("Zengin Çocuk"-1926) adlı kısa öyküsünde "Sana çok zenginler hakkında bir şey söyleyeyim. Onlar bizden farklıdır" diyordu. Bu cümle, genellikle, zengin insanların sadece paraları sayesinde farklı olduğu şeklinde yanlış anlaşılır. Halbuki Fitzgerald, servetin nasıl karakteri, ahlakı ve duygusal gelişimi etkileyebileceğini, zenginlerin, (çağımızda kapitalistlerin) ortak insani deneyimlerden uzaklaşarak izole bir yaşam sürebileceğini anlatmaya çalışıyordu.
Zenginler, çoğunlukla, sıradan insanların yaşadığı kaygılardan ve zorluklardan yalıtılmış bir dünyada yaşarlar. Fitzgerald, zenginlerin ayrıcalık ve dokunulmazlık hissine sahip olduğuna, bu durumun da onlara hayatın birçok zorluğundan uzak bir yaşam sunduğuna işaret eder; zenginlik, onları yaşamın zorluklarına karşı korur bu da diğer insanlara karşı bir kopukluk ya da umursamazlık yaratabilir. Dolayısıyla bunların "kendilerini ayrı bir ırk zannetmeleri" çok da garipsenmemelidir.
BİYOPOLİTİK IRKÇILIKBu bağlamda "ırk", etnik bir farka değil, kapitalizmin biyopolitiğine (bireylerin ve toplulukların hayatını ve biyolojik süreçlerini yönetmesine) ilişkindir. "Biyopolitik ırkçılık", ırk kavramını biyolojik veya etnik ayrımların ötesine taşıyarak ekonomik ve varoluşsal ayrımlara dayalı bir tabakalaşmaya kadar genişleterek ırksal farklılıklara ilişkin geleneksel kavramları yeniden yapılandırmayı önerir. Biyopolitik ırkçılık, kapitalizmde çalışmaya, yaşamaya hakkı olanlar ile olmayanlara ilişkindir; bu anlamda, etnik farklılıktan kaynaklandığı ileri sürülen "ırk" kavramından çok daha sağlam (onu da içeren) maddi (ekonomik-siyasi) temeli olan bir kavramdır.
Biyopolitik ırksal bölünme, kapitalist toplumlarda yaşamın kendisine verilen değerden kaynaklanır. Bu çerçevede, kapitalist sınıf, doğuştan gelen biyolojik özellikleriyle değil, işçi sınıfının hayatını tanımlayan ölümlülük ve güvencesizlikle ilişkili mücadelelerin çoğunu aşmalarını sağlayan servet, teknoloji ve kaynaklara erişimiyle bir "süper ırk" gibidir. Çünkü, kapitalist sınıf, gelişmiş sağlık hizmetlerine, teknolojilerine erişim ve çevresel ya da toplumsal risklerden (savaş, yoksulluk ve kötü çalışma koşulları gibi) kaçınma, becerisi yoluyla yaşam sürelerini uzatma araçlarına sahiptir. Emeğin bedensel zahmetinden, sömürüsünden yalıtılmışlık, işçi sınıfı ile aralarındaki biyopolitik mesafeyi büyütür. Kapitalist sınıf karşımıza, işçi sınıfının yaşamını tehdit eden birçok tehlikeden korunmuş,