'Küresel Güney'in geri dönüşü'

"Küresel Güney" kavramı yeniden canlandı. BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) grubunun genişlemesi, G20 toplantısı bağlamında, "Küresel Güney" ülkelerinin (eski sömürgeler, "gelişmekte" olan ülkeler, "bağımlı" ülkeler vb.,) olası ekonomik, siyasi refleksleri üzerinde ilginç tartışmalar yaşanıyor.

PAYLAŞIM ALANLARI SORUNU

Kapitalist uygarlık, 19. yüzyılın sonuyla, 20. yüzyılın başı arasındaki döneme benzer bir dönemden geçiyor: Kapitalizm bir "yapısal kriz" yaşıyor (tekrarlanan kriz eğilimlerini aşamıyor). Kapitalist uygarlığın en karanlık özellikleri, faşizm gibi canavarlar üretiyor. Bir pandemi milyonlarca insanı öldürüyor. Kapitalist-emperyalist sistemin bir devletin hegemonyası altında yerleşmiş kurallara dayanan düzeni dağılıyor. Büyük güçler arası ekonomik-teknolojik siyasi rekabet hızlanıyor, dünyanın kaynaklarının ekonomik siyasi askeri olarak yeniden paylaşımı gündeme geliyor.

Bu iki dönem arasında önemli farklar da var. Örneğin, bir büyük savaş, henüz yalnızca bir olasılık. Kapitalist üretim, hâlâ tarzı aşılamadığı için kimi alanlarda iklim krizi, dinci fanatik ölüm kültleri gibi yeni canavarlaşmalar üretiyor. Yine bir "teknolojik devrim" söz konusu ama bu kez "devrimin", yapay zekâ ve kuantum bilgisayarı gibi alanlarda, insan denetiminden kaçma riski var.

BU KEZ FARKLI

Kapitalizmin kriz dönemlerinde, yeni değerlenme alanlarında (dış piyasalar, kaynak havzaları) egemenlik kurmak önem kazanır. 19. yüzyılın sonunda, emperyalist sistemin merkezleri önce dünyayı paylaştılar (sömürgeler-yarı sömürgeler). Sonra, kriz ilerledikçe, bir yeniden paylaşım talebi gündeme geldi, iki dünya savaşı yaşandı.

O dönemde, "paylaşım" sürecini emperyalist merkezlerin iradeleri belirliyordu. Paylaşılan bölgelerin halklarının bu merkezlerin dayatmalarına direnecek gücü yoktu. Osmanlı İmparatorluğu'nun enkazından, ulema ve saray kalıntılarının emperyalizmle işbirliği, direnişi sırtından bıçaklama çabalarına karşın doğan Cumhuriyet bir istisnadır.

Bugün durum farklı: "Cumhuriyet" direnme gücünü hızla kaybediyor. "Küresel Güney" içindeki ülkelerin önemli bir kısmının ise "yeniden paylaşıma" direnecek ekonomik, siyasi gücü, "jeopolitik manevra" alanı giderek genişliyor.

Örneğin, İran, Rusya ve Çin'den aldığı ekonomik, diplomatik destekle ABD'nin yaptırımlarına direnebiliyor. ABD-AB ittifakının Rusya'yı hedef alan yaptırımlarına, dünya nüfusunun yüzde 80'nini kapsayan "Küresel Güney" ülkelerinin büyük çoğunluğu uymuyor. ABD'nin Ortadoğu'daki yakın müttefiklerinden Suudi Arabistan ve Körfez emirlikleri, İran, Rusya, Çin ile ilişkilerini geliştirmeye devam ediyorlar. "Küresel Güney"in en önemli ülkelerinden Brezilya'nın devlet başkanı Lula