Konumuz parçalanma

Uzun yıllar, ekonomik-mali-teknolojik küresel bütünleşme sürecini konuştuk. 2008 finansal krizi, "deglobalization" (küreselleşmeden geriye dönüş) başladı savları, Çin'in yükselişi, pandeminin tedarik zincirleri üzerindeki etkileri bile "küreselleşmekte olan dünya" söyleminin etkisini kıramamıştı. Ancak son ekonomik, jeopolitik gelişmelerin etkisiyle bir "parçalanma" algısı ve söylemi iki yıldır giderek yerleşiyor. Bu "parçalanma" algısını, tarihsel bir hafızayla birleştirince korkutucu bir resim şekillenmeye başlıyor.

DAVOS - IMF - MÜNIH

Dünya Ekonomik Forumu yılın ilk zirve toplantısından sonra yayımladığı risk raporunda, dünya ekonomisinin pandemi, resesyon gibi riskler karşısında görece dayanıklı çıktığını vurguluyor; ancak genel olarak "sistemin" zayıflamakta olduğuna dikkat çekiyordu. Rapor hazırlanırken ekonominin, siyasetin en etkili liderleri arasında Eylül 2023'te yapılan bir ankete katılanların yüzde 54'ü orta düzeyde küresel felaket riski, diğer yüzde 30'u daha da çalkantılı koşullar bekliyordu. Beklentiler 10 yıllık zaman diliminde belirgin biçimde daha olumsuzdu, katılımcıların neredeyse üçte ikisi fırtınalı gelişmeler bekliyordu. Rapor, "Bu sonuçlar ekonomik, jeopolitik ve toplumsal kırılganlıkların artmaya devam edeceği bir küresel risk ortamına işaret etmektedir. Bugün ortaya çıkan endişe verici gelişmeler, önümüzdeki on yıl içinde kronik küresel risklere dönüşme potansiyeline sahiptir" diyordu.

Yılın ikinci önemli zirvesi, Münih Güvenlik Konferansı'ndan yaklaşık 10 gün önce, IMF Genel Müdür Birinci Vekili Gita Gopinah, Foreign Policy'de yayımlanan bir denemesinde, "Bir dönüm noktasındayız. Pek çok ülke 'friendshoring' (dost ülkelerin ekonomilerine yönelmek-E.Y.), 'riski azaltma', 'kendine yetmek' adına engeller koydukça (küresel) ticaret parçalanıyor" diyordu. Gopinah, yazısında "yeni bir ekonomik soğuk savaşın en kötü senaryosundan kaçınmanın yollarını" araştırıyordu. Gopinah gittikçe artan parçalanmanın arkasında ülkelerin güvenlik kaygılarının olduğunu vurguladıktan sonra, "Jeopolitik kaygıların küresel ticareti ve sermaye akışını engellemesi ilk kez yaşanmıyor" diyor; I. Dünya Savaşı'nın küreselleşmenin altın çağına son verdiğini anımsatıyordu. Sonra ekonomik bunalım, milliyetçi ve otoriter liderler (Gopinah, faşizm kavramını kullanmıyor-EY) ve II. Dünya Savaşı...

15-18 Şubat arasından toplanan Münih Güvenlik Konferansı'nda küresel jeopolitik, yine Batı'nın bakış açısından tartışıldı. The Guardian'ın Avrupa muhabiri, Istituto Affari Internazionali (Roma) başkanı Nathalie Tocci'nin konferansta edindiği izlenim çarpıcıydı. Tocci Ukrayna Savaşı, İsrail'in Gazze işgali ortamında dünyanın "Batı ve geri kalanlar (Rusya, Çin 'Küresel Güney'...) olarak ikiye bölünmeye başladığına" işaret ediyor