İsrail Gazze'de ne yapıyor

Geşmişte, bir soykırım kurbanı olarak görülen bir halkın yaşadığı İsrail'in; Gazze'de, dünyanın gözleri önünde uyguladığı soykırımın arkasındaki mantığı anlamak da zor. İsrail her gün biraz daha yalnızlaşıyor. Filistin'i, Lübnan'ı, Suriye'yi içeren, Katar'ın başkentini bombalamaya kadar gelen fantastik "Büyük İsrail" projesi bu gaddarlığı açıklamaya yetmiyor.

Bu problem üzerinde düşünmeye çalışırken inli akademisyen Prof. Jiang Xueqin'in "Predictive History" kanalından, Amerikalı Yahudi gazeteci Katie Halper'in DDN'deki konuşmasında rastladığım ilginç yorumlar "jeopolitik" analizlerin ötesinde, daha derin, tarihsel ve dini (eskatolojik) faktörlere dikkat çekiyorlardı.

RİTÜEL KURBANLAR

Gazze'de yaşananlar, uluslararası medyada sıklıkla "çatışma", giderek soykırım olarak tanımlansa da Prof. Jiang Xueqin olanların arkasında çok daha karanlık bir gerçeğin yattığını söylüyor. Prof. Xueqin, bu soykırımın gizlice değil, tüm dünyanın gözü önünde, adeta bir festival sevinci ile gerçekleştirildiğine, kimi İsrailli siyasi liderler tarafından açıkça savunulduğuna dikkat çekiyor. Bu, tıpkı Azteklerin, Fenikelilerin veya Romalıların savaş öncesi ya da sonrası yaptıkları gibi, kendi toplumlarını birleştirmek ve dış dünyadan tamamen izole etmek için gerçekleştirilen bir kurban etme (Gazze nüfusunun yarısının 18 yaş altında olduğu düşünülürse çocukları kurban etme) ritüeline benziyor.

Gazze'deki soykırımın kasıtlı olarak dünyanın gözü önünde yapılması, İsrail toplumunu "dönüşü olmayan bir yola" sokma amacını taşıyor. Bu, in askeri tarihinde bilinen, ordunun arkasında bir nehir varken savaşa zorlanması stratejisine benziyor. Askerler kaçamayacakları için sonuna kadar savaşır, bu da onları birleştirir, cesaretlendirir. Gazze'de çocukların öldürülmesi gibi en büyük tabu olarak görülen bir şeyin açıkça yapılması, İsrail toplumunu, geri dönüşü olmayan bir duruma geldiklerine, ya "sonuna kadar gitmeye" ya da yok olmaya mahkûm olduklarına inandırmayı amaçlıyor. Prof. Xueqin bu durumu, Yahudi eskatolojisinin "İsrail tüm dünyaya karşı savaşacak ve Tanrı'nın yardımıyla kazanacak" inancıyla ilişkilendiriyor.

VE NAZİLER

Öte yandan, Yahudi gazeteci Katie Halper, konuşmasına, İsrail'in eylemleri ile Nazilerin yaptıklarını karşılaştırmaktan kaçınmanın artık olanaksızlığını vurgulayarak başlıyor: Gazze'de yaşananlar, Nazilerin gettolar, açlık, toplama kampları ve sistematik yok etme pratikleriyle örtüşüyor. Gazze'deki aç kalmış Filistinli çocukların görüntüleri, Holokost'taki Yahudi mahkûmların görüntülerini akıllara getiriyor. Ancak Nazi Almanya'sının aksine, İsrail eylemlerini gizlemiyor; hatta eylemlerinden "sevinç" duyuyor; kimi İsrailli askerler kendi eylemlerini Nazilerinkilerle kıyaslıyor. Bu da Uluslararası Holokost Anma Birliği'nin antisemitizm tanımına göre bu askerleri Yahudi düşmanı yapıyor.