'Düzenin tabutuna son çivi mi'

Dünya ekonomisinin zirvelerinde "Bir kırılma noktasının" kıyısına gelindiğini düşünenler artıyordu (3108). Hamas'ın saldırısı, İsrail'in Gazze'de soykırıma dönüşen cevabı üzerine "III. dünya savaşına doğru mu sürükleniyoruz" (Wall Street Journal), "1945, 1989 benzeri bir andayız" (New York Times) ve "Gazze'deki savaş Batı egemenliğindeki dünya düzeninin tabutuna çakılan son çivi oldu" (Der Spiegel) gibi saptamalar belirsizliklerin arttığını gösteriyor.

'III. DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI'

Bu soru, ilk bu somutlukta İsrail Hamas savaşı bağlamında gündeme geldi. Friedman, New York Times'da durumu, ABD hegemonyasının sorunlarını açısından betimliyordu: "Ukrayna NATO'ya katılmak istiyordu, Rusya müdahale etti. İsrail, Yeni Ortadoğu'ya katılmak istiyordu, İran müdahale etti." Gerçekten, Hamas saldırısının zamanlaması, etkileri ABD açısından çok sorunlu gelişmelere işaret ediyor.

İsrail ile Arap Emirlikleri arasında bir süredir gelişen ekonomik ilişkiler diplomatik bağlantılara dönüşüyordu. Suudi Arabistan İsrail ile ilişkilerini resmileştirmeye hazırlanıyordu. Filistin sorununu bir kenara iten bu süreç, ilerledikçe bölgede İran'ın etkisi azalacaktı.

Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Gazze'deki ilişkileriyle (vekilleri) gerçek bir "Stratejik Derinliğe" sahip olan İran'ın bu "Yeni Ortadoğu" projesi karşısında sessiz kalması beklenemezdi. İran tüm bu alanlar üzerinden AB ve İsrail'e karşı vekâlet savaşları başlatma olanağına sahipti. Yemen'den, Lübnan'dan gelen, Husi ve Hizbullah roketleri Suriye'de, Irak'ta ABD varlıklarına yönelik saldırılar; İran'ın bu olanağı kullanmaya başladığını gösteriyor. Rusya'nın lejyoner ordusu Wagner'in Lübnan'da Hizbullah'a hava savunma hizmeti sunacağına ilişkin söylentiler (WSJ) gerçekleşirse, İsrail'in dinci faşist hükümeti, kimi sağcı akademisyenlerin "İran'ı vurmak için en uygun zaman", kimi bakanların "nükleer seçenek" (Haaretz) öğütlerini ciddiye alırsa, savaş hızla bölgesel sonra küresel bir düzeye sıçrayabilir.

Çoktan başlamış saflaşmalar böyle bir sıçramayı da rahatlıkla kucaklayabilir: Malezya ve Çin saflarını Filistin tarafında belirlerken Hindistan'daki faşist Hindu yönetimi İsrail'den yana tutum aldı. İsrail saldırısı altında her gün biraz daha derinleşen soykırım karşısında, "Küresel Güney" çoğunlukla "ateşkes" çağrısı yaparken ABD, İngiltere, AB bu çağrılara katılmıyor. Arap ülkeleri ister istemez, İsrail ile yakınlaşma sürecini askıya alıyorlar. ABD'nin Ortadoğu'dan çekilerek dikkatini, güçlerini Çin ile rekabet alanına kaydırma hesabı bozuluyor.

'TABUTUNA SON ÇİVİ'

ABD ve Batı'nın "yumuşak güç" kapasitesinin tükenişini sergileyen gelişmeler Spiegel'in o saptamasını destekliyor. ABD ve Batı'nın Gazze'deki soykırım karşısındaki tutumu, "Küresel Güney"in halklarında,