Bu bir fırsat

Muhalefetin önünde bir fırsat kapısı açıldı; hızla içeri girmek gerekiyor. Akşener'in çıkışıyla oluşan kriz, yeninin doğuşunun ebesi olabilir. 'Escamotage' ve fanteziSiyasette, "escamotage" esas konu yerine, yan konuları tartışmakta ısrar anlamına gelir. Akşener, "Bunu neden yaptı", "İntihar mı etti", "Arkasında kim var" gibi konularla uğraşmak bir "escamotage" örneğidir. Esas konu, "Seçimler ve REJİM"dir.Fantezi ise "Altılı masa bir birliği temsil ediyor" savıydı. Süreç olarak faşizmin hızla, tarikatlarıyla, provokasyonlarıyla toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek ilerlediği bir durum içinde bu kutuplaşmayı aşabilecek bir ittifakın kurulabilmesi olanaklı değildi. Bu iki boyutlu bir kutuplaşmadır. Bir taraftan siyasal İslam (tarikatlılar, medya, siyasallaşmış devlet bürokrasisi, sadakaya bağlanmış yoksullar) ile laik Cumhuriyetçi gelenek ve emek ile sermaye arasındaki dikey kutuplaşmalar, diğer taraftan bu iki kutuplaşmayı yatay olarak kesen, "Kürt sorunu" ile şoven milliyetçilik arasındaki kutuplaşma.Bu kutuplaşmalar, gerçek sınıfiktidar ilişkileri (ekonomik kaynak, "kültürel sermaye" dağılımı) matrisi üzerinde duruyorlar. Bu matrisin yapısını değiştirmeden bu kutuplaşmaları aşma iddiası, bu matrisin koruyan bir destekleyici fantezi olmaktan öteye gidemez. CHP'nin Ekmeleddin fiyaskosundan bu yana tarihine bakınca, "altılı masa" da dahil, gidemediği de besbellidir. Gerçek birlik için fırsatBu kutuplaşmayı en azından yumuşatabilmek için o sınıfiktidar ilişkileri matrisini değiştirebilecek, kutuplaşmayı besleyen sorunlara ilişkin gerçek çözümleri üretecek bir konuma, açıkçası önce iktidara gelinmeli, devlet aygıtı denen güç noktaları ağı, personel ve kültürle, teknoloji ve ekonomik araçlarla kontrol altına alınmalıdır. Tüm bunları başarmak ise esas olarak bir güç sorununa işaret ediyor: Önce güç yaratıp iktidara geleceksin sonra bu gücü toplumu (kutuplaşmaları) değiştirmekte kullanacaksın.Akşener, "Altılı masaBirlik" fantezisini yıktı (geride büyük sermayenin hâlâ desteklemekte ısrar ettiği tarikatçı Babacan, siyasal İslamın teorisyeni Davutoğlu ve Erbakan'ın gölgesi kalmadı mı). Böylece, "deprem olayının" etkisiyle, güç yansıtabilecek bir lider imajı geliştirmeye başlayan Kılıçdaroğlu'na, o gücü yaratabilmek için çok