Amerika'da faşizm ve 'Kuzuların Sessizliği'
Demokrat Parti, önce Cumhuriyetçi Parti'nin başkanlık seçimlerini çalmaya hazırlandığını, Project 2025 ve Trump ilişkisi üzerinden faşizmin kapıda olduğunu iddia etti. Sonra, cinsel istismarcı, beyaz milliyetçilerin önünü açmış bir demagog, kendi yardımcıları tarafından "özüne kadar faşist" olarak tanımlanan Trump, ABD Yüksek Mahkemesi sayesinde geniş bir dokunulmazlıkla Beyaz Saray'a geri döndü.
BUNLARI KİM HAZIRLADITrump yemin ettikten sonra, devleti şekillendirmeye yönelik 26 kararname imzaladı, yenilerini imzalamaya devam ediyor. Bu kararnamelerin arkasında, Trump'ın kendisi hazırlamadığına göre, belirli bir siyasi program, bu programı hayata geçirmek üzere hazırlanmış personel olmalı. Akla hemen Heritage Foundation ve 900 sayfalık, devleti yeniden yapılandırma planı "Project 2025" geliyor. Tüm bunlara isim iliştirmek istersek projenin lideri olmakla övünen J.D. Vance'ı (Trump'ın yardımcısı), Trump'ın, "İdare ve Bütçe Ofisi"nin başına atadığı Russell Vought'u (Project 2025 yazarlarından) ve Financial Times'ın geçen hafta Trump'ın "baş uygulayıcısı" olarak tanımladığı Stephen Miller'i düşünebiliriz. FT, Miller'i "Donald Trump'ın ikinci dönem politika gündeminin mimarı, göçmen karşıtı ideolog" olarak tanımlıyor. Yemin töreninde Miller, sekiz dakikalık ateşli konuşmasını bitirirken "Bu hareketi ezeceklerinden o kadar emindiler ki ... ama bugün buradayız, MAGA her zamankinden daha güçlü, daha birleşik, daha kararlı" vurgusuyla herkesten daha çok alkış almış.
Miller 2002'de, 17 yaşındayken Santa Monica Lookout'ta yayımlanan bir yazısında iki dilli duyurulara, doğum kontrolüne, eşcinselliğin teşvik edilmesine, ABD andının okunmamasına, ABD tarihinin olumsuz tasvirine dikkat çekiyor, "Hitler'i durduran, komünizmi dize getiren ve dünya çapında diğer tüm ülkelerden daha fazla aç insanı doyuran ulus olmayı unutun. Ya kötü bir ulus olduğumuzu kabul ederiz ya da bayraklarımızı, silahlarımızı yükseltebilir ve Amerikalı olduğumuzu haykırabiliriz" diyormuş.
Stephen Miller 2001 yılında, "America First Legal" (AFG ) adlı sağcı bir hukuk bürosu kurmuş. Project 2025 danışmanlarından olan AFG, Heritage Foundation'ın "Başkanlık personeli yetiştirme akademisinde" Miller'ın konuşmacı olarak katıldığı dersler düzenlemiş. Nisan 2023'te 140'tan fazla eski Trump yönetimi personeli, Project 2025'in hazırlık sürecinde çalışıyormuş. İlk gün imzalanan 26 kararnamede 16'sı Project 2025'ten geliyor (The Nation).
CEPHEDEN SALDIRITrump'ın imzaladığı kararnameler, liberal demokrasiye cepheden bir faşist saldırı olarak görülebilir. Bu kararnameler, yürütme yetkisini merkezileştirerek güçler ayrılığı ilkesini aşındırıyor. Önceki yönetimlerin iklim değişikliği, halk sağlığı ve kimlik politikalarını yürürlükten kaldıran kararları, etnik azınlıkların, LGBTQ bireylerin hakların, özgürlüklerini sınırlarken eğitimde dinci, ırkçı, cinsiyetçi ideolojilerin önünü açarken başkanın politikayı tek taraflı olarak şekillendirme kapasitesini güçlendiriyor. Federal kurumları etkileyecek düzenlemeler, tarafsız bürokrasiyi zayıflatıp liyakati değil sadakatı öne çıkarıp başkanın siyasi etkisini artırıyor. Federal kurumların düzenlemelerini sınırlayan veya gözden geçiren emirler, yasama sürecini devre dışı bırakmayı amaçlıyor.