ABD'de faşizm ve direniş

Trump'ın 2. başkanlık döneminde yaşananlar, faşizme ve direniş olasılıkları açısından önemli dersler sunuyor.

ŞAŞIRMANIN ALEMİ YOK

Trump, seçim kampanyası boyunca, diktatör olmak dahil tüm arzularını açıkça söyledi. Dahası, Heritage Foundation "Project 2025" başlığı altında 900 sayfalık bir faşist devlete geçiş programı yayımladı. Bu program, devlet bürokrasisindeki özellikle de güvenlik bürokrasisindeki, "kurumsalcıları" ve "anayasalcıları" tasfiye ederek yerlerine başkana sadık olanları atamayı planlıyordu.

Demokratik Parti, sol, liberal medya bu programı ayrıntılı biçimde analiz etti, bir "otoriter-totaliter" rejime geçişin yol haritası olarak tanımladı. Heritage Foundation daha şimdiden, programa sadık binlerce personel yetiştirdiği de biliniyordu. O sırada Trump'ın, hareketin sosyal tabanı (faşist MAGA) radikal dinci bir beyaz üstünlüğü söylemiyle avaz avaz "mass deportation" (sığınmacıları kitlesel olarak sınır dışı edin) sloganı atıyordu. Trump seçildi, Beyaz Saray'a oturur oturmaz bir haftada 200+ kararname yayımlayarak hem tasfiye hem kitlesel sınır dışı etme sürecini başlattı. FBI, CIA, İç Güvenlik, Birleşik İstihbarat Bürosu'nun ve Pentagon'un başına Trump'a sadakatleri kuşkusuz tipleri atadı. Binlerce bürokratın görevine son verildi (mahkeme bunları görevlerine iade etti ama gerginlik sürüyor). Trump'ın bu kararnameleri hazırlayacak ne enerjisi ne de aklı vardı ama muhalefetteki yorumcular, Trump'ın arkasındaki büyük hazırlığı, geniş örgütlenmeyi görmek istemiyordu hâlâ "Trump yapıyor" havasında gidiyorlardı.

ICE, GESTAPO'YU ANIMSATIYOR

"Süreç olarak faşizm" karşısında direnişin zayıflığı dönüşümün hızlanmasını kolaylaştırdı. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu'nun (ICE) bütçesi ve personeli hızla genişletildi. Yeni kadroların esas olarak MAGA tabanından geldiği, personel sayısının ABD dışında tüm devletlerin ordularından büyük olduğu, başkana bağlı özel bir güç (bir Gestapo) inşa edildiği söyleniyor: Yüzü maskeli ve kimlikleri gizli ICE ajanları insanları sokaktan, evden, mahkeme, okul kapısında alıp ya hemen sınır dışı ediyor ya da halen inşa edilmekte olan dev "toplama kamplarına" dolduruyorlar. Dahası Trump, güvenlik sağlama, ICE karşı direnişi bastırma iddiasıyla (aslında suç oranları düşerken), Los Angeles'a, sonra Washington sokaklarına Ulusal Muhafızları getirdi, Chicago, New York, Baltimore, Detroit ve Oakland'ı da düşündüğünü açıkladı. Pentagon da özel bir iç müdahale örgütü kuruyor.

Siyahların, göçmen nüfusun yoğun olduğu, etnik azınlıklardan belediye başkanları, Demokratlar tarafından yönetilen, kentlerin hedef alınması dikkat çekiyor. İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in Los Angeles'ı "Sosyalistlerden kurtaracağız" sözleri, amacın çok daha kapsamlı olduğunu gösteriyor. Bu durumda, New York'ta belediye başkanı adayı sosyalist eğilimli Mamdani'nin ICE tarafından tutuklanarak sınır dışı edilme olasılığı da kimseyi şaşırtmıyor.