Rüzgârla başlıyor dostlukla bitiyor!

Bodrum'da deniz bir başka kokar. Rüzgâr bir başka eser. Yelkenler fora edildiğinde, bütün şehir aynı ritimde nefes alır. Yıllardır Bodrum ile özdeşleşen yarışları yerinde takip ederim; her seferinde o rüzgâr başka bir hikâye fısıldar. Bu yıl o nefesi bir kez daha hissettim.

37'nci Maximiles Black The Bodrum Cup sona erdi; geride denizin, emeğin ve dostluğun iç içe geçtiği unutulmaz bir hafta bıraktı. Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Bodrum Ticaret Odası'nın destekleri ve ana sponsor OPET'in katkılarıyla gerçekleşen etkinlik, bir yarıştan çok Bodrum'un ruhunu anlatan bir festivaldi.

Bu yılın teması "Nesillerce" olarak belirlenmişti. Çünkü Maximiles Black The Bodrum Cup sadece yelkenleri değil, ustadan çırağa, babadan oğula aktarılan bir deniz kültürünü de taşıyor.

Yalıkavak Marina CEO'su Umut Özkan ile de kısa bir sohbet gerçekleştirdik. "Yalıkavak Marina olarak bu köklü organizasyonun başlangıç noktası olmak bizim için büyük bir gurur" diyor ve şöyle ekliyordu: "Her yıl olduğu gibi bu yıl da farklı kuşaklardan yelkencilerin aynı rüzgârda buluştuğu, dostluğun ve dayanışmanın güçlendiği bir festivale ev sahipliği ettik."

Yalıkavak Marina'dan demir alan 100'ün üzerinde tekne ve yaklaşık bin 500 yelkenci, beş gün boyunca 75 deniz millik zorlu ama keyifli parkurda yarıştı. Kupayı da BELİZ G kazandı; ama asıl kazanan her zamanki gibi Bodrum'du.

Guletlerin babasına saygıyla

Ödül töreni, Bodrum'un denizcilik tarihine adını altın harflerle yazdıran Ağanlar Tersanesi'ndeydi. Burası yalnızca bir tersane değil, âdeta Bodrum'un kalbinin attığı yerdi. O kalbi yıllar önce çalışkan elleriyle var eden isim de "Guletlerin Babası" Erol Ağan'dı. Törenden önce, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ile bir araya geldik. Beni sahneye davet edip kendi tasarladığı Erol Ağan Özel Ödülü'nü gösterdi ve nereden esinlendiğini anlattı: "Her detayında Bodrum'un ruhu olsun istedim."

Gerçekten de öyleydi; metalden yapılmış 37 gulet figürüyle denizin emeğini anlatan bu ödül, Dereköy'deki küçük bir atölyede el emeğiyle üretilmiş.