Belediyelerin okul seferberliği

Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Evlerde defter kaplama telaşı, servis ayarlama koşuşturması var. Ama sadece evlerde değil, belediyelerde de hummalı bir hazırlık göze çarpıyor. Sınıflar temizleniyor, bahçelere çiçekler dikiliyor, spor sahaları elden geçiriliyor. Çocuklar sabah okula daha huzurlu adım atabilsin diye gece gündüz çalışılıyor.

Kayıt döneminde ise gündem yine aynı: Okulların bağış adı altında aldığı kayıt ücretleri. Veliler çocuklarını okula yazdırabilmek için cebinden para çıkardı. Ama iş sınıfların temizlenmesine, bahçelerin düzenlenmesine gelince yine belediyeler devreye girdi.

Bu hafta birçok şehirden haber okudum; boyanan sınıflar, yıkanıp düzenlenen bahçeler, rengârenk çiçeklerle süslenen okul girişleri… Yani yükün önemli kısmı yine belediyelerin omuzlarına bırakıldı.

Birçok belediye öğrencilere indirimli ulaşım imkânı sunuyor. Bu sadece aile bütçesi için değil, şehrin trafiği için de büyük kolaylık. Kütüphaneler ve gençlik merkezleri de artık öğrencilerin ikinci adresi; tiyatrodan yabancı dile kadar birçok kursla dolup taşıyor. Kimisi burs veriyor, kimisi kırtasiye desteği sağlıyor. Hepsinin ortak noktası, geleceğe yatırım yapmaları.

Sürekli denetim şart

Ama temizlik, düzen, boya bir yana ulaşım da en az onlar kadar kritik. Servisler, minibüsler, belediye ve halk otobüsleri… Okul yolunun güvenliği sınıfın temizliği kadar önemli. Doğal olarak İçişleri Bakanlığı'nın tüm illerde eş zamanlı trafik denetimleri yapması beklenir. Ancak bu kontroller sadece okulların açıldığı ilk haftayla sınırlı kalmamalı, şimdiden başlayıp sürekli devam etmeli. Belediye ekipleri de servis araçlarının izinlerini ve uygunluğunu düzenli biçimde denetlemeli. Çocuk şubede görevli polis memurlarının okul önlerini kontrol etmesi de son derece önem taşıyor. Çünkü okul kapısının önü, çocuğun güvenliği açısından en kritik noktadır. Güvenlik sadece trafikten ibaret değil; okul önlerinde bekleyen şüpheli kişilerden, satıcılardan da çocukları korumak gerekiyor.