Başkanın fındık savaşı
Bazı haberler vardır manşet olmaz, ama yüreklere dokunur. Sessizdir, gösterişsizdir ne ki taşıdığı anlam büyüktür. Kimi zaman bir çiftçinin sofrasına umut olur kimi zaman uzak bir köy yoluna dökülen asfaltla güven verir. Bazen gençlerin gözlerinde parlayan bir barış umududur bazen de bir devlet dairesindeki küçük bir iyileştirmeyle insanı gülümsetir. Bu hafta tam da böyle sesi çok duyulmayan ama derin izler bırakan gelişmelere tanıklık ettim. Çünkü bu ülkenin geleceği, yüksek seslerde değil; samimiyetle atılan adımlarda, tutulan sözlerde, duyulan acılarda ve gösterilen vefada gizli.
Bazen sessiz sedasız kazanılan ama izleri çok derin mücadeleler vardır. Gürültüsüz, alkışsız… Geçtiğimiz günlerde böyle bir zafer yaşandı Karadeniz'de. Belki çoğumuz fark etmedik bile. Ama o topraklarda sabah ezanıyla bahçeye girip teriyle fındığını toplayan binlerce üretici için, bu gerçek bir dönüm noktasıydı.
Üreticinin çıkarına
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler'in yıllardır kararlılıkla yürüttüğü bir mücadelenin meyvesiydi bu karar. Hedefi bir şirket değil, bir sistemdi. Yıllardır Türk fındığını masa başında belirlenen fiyatlarla baskılayan düzene karşı sessiz bir isyandı. Ve sonunda Ankara 15. İdare Mahkemesi, İtalyan Ferrero firmasına dair verilen taahhütlerin yeterli olmadığını belirterek iptal kararı verdi.
Peki, bu ne anlama geliyor Artık fındığın fiyatı, dizini çamura, elini dikenli dala vuran üreticinin lehine şekillenecek. Gerçekten de Başkan Güler'i tebrik etmek gerekiyor; çünkü fındık Karadeniz'in kaderidir ve bu kader yalnızca ekonomiyle değil, vicdanla da ilgilidir.
Başkandan birlik mesajı
Bu hafta bir başka açıklama da Şanlıur-fa'dan geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Bilim Merkezi'nde gençlerle buluştuğu programda, terör örgütü PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin dikkat çekici ifadeler kullandı. Bu süreci "ülke için tarihi bir dönüm noktası" diye nitelendirdi ve "Bu artık bir devlet politikasıdır" diyerek net bir duruş sergiledi. Bölgenin acısını en yakından hisseden biri olarak, kardeşlik ve barış adına umutlu olduklarını dile getirdi. Bu sözler yalnızca siyasi bir mesaj değil, o coğrafyanın yüreğinden yükselen samimi bir çağrıydı.
Bu kez Karadeniz'den yükselen bir ses... Akpınar Büyükoba Göç Festivali artık gelenekselleşti. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, bu yıl da şenliğin müdavimlerindendi; üstelik sadece gelen değil, getiren bir başkan. Geçen yıl "Bu yolu yapacağız" demişti; bu yıl asfaltı dökülmüş, sözü tutulmuş bir güzergâhla geldi. "Kimseye mahcup olmadık" dedi. Bu, alelade bir cümle değil, içinde sözün, emeğin, vefanın ve güvenin ağırlığı var. Üstelik çıtayı yükseltip "800 metre değil, 2 buçuk kilometre asfalt" sözü verdi. Başkan Genç'in her gidişi bir söz, her dönüşü bir icraat; gösteriyor ki siyaset bazen sadece asfalt dökmek değil, güven inşa etmektir.