Vatan, Sen Kimin Kara Sevdalısı, Kimin Geyşasısın

Bu topraklar; ey vatan, kimin bağrısın sen Irak'ın kuzeyinde, PKK'nın iğrenç pusularında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yiğit evlatları, 12 can, 12 fidan, bir bir kara toprağa düştü. Ama ne hikmetse, bu toprağın bağrına hep fakir evlatlar düşüyor. Niye, Allah aşkına niye Kasımpaşa'dan, Feriköy'den, İzmir'in varoşlarından, Tahtacı Türkmen köylerinden, Hacı Bektaş Dergâhı'ndan, Nakşi tekkesinden yiğitler yükselip şehadet şerbetini içerken, niye Zekeriyaköy'ün villalarından, Bağdat Caddesi'nin lüks rezidanslarından, Bebek'in, Emirgan'ın boğaz manzaralı yalılarından bir tek tabut çıkmıyor Niye Şişli'nin Halaskargazi'sinden, Harbiye'sinden, Asmalı Mescit'in janjanlı sokaklarından bir damla gözyaşı düşmüyor

Bakıyorum, şehit evlerine; dış sıvası olmayan, tuğlaları çırılçıplak, çatısı çökmüş, kapısı kırık dökük evler. Hep fakir, hep gariban, hep bu milletin alın teriyle yoğrulmuş, ekmeğini taştan çıkaran evlatları. Peki, niye bu vatanın kodamanları, para babaları, sistemin iliğini kurutanları, lüks ciplerinde, beach clublarında fink atarken, bir teki bile bu toprak için kanını dökmüyor Niye Nakşibendi gavsların, dedelik kurumunun ağababalarının, solcu geçinen kodaman yazar-çizer takımının evinden bir tabut çıkmıyor

Ertuğrul Özkök'ün, Londra'daki villasında keyif sürenlerden, Halk TV'nin, Sözcü'nün, NEFES'in patronlarının kapısından niye bir şehidin naaşı geçmiyor

Bu nasıl bir adalet, Allah'ım

Ebabillerin nerede

Niye bu vatan, garibanın, yoksul Sünni'nin, Alevi'nin, Bektaşi'nin, Karadenizlinin, Kürdün, Türkmen'in, Kızılbaş'ın, Sofu'nun, Tahtacı'nın evladını kara bağrına basıyor da zenginlerin, Miralayların, Mirlivaların Feriklerin çocuklarını lüks otomobillerde, yalılarda, rezidanslarda gezdiriyor Bu vatan, fakirin Kara Dul'