Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KAAN'ın motor lisansı için ABD ambargosuna rest çekti. Diplomasinin kılıcı, Türkiye'nin bağımsızlığını göklere taşıyor. Muhalif medya, Fidan'ın sözlerini çarpıtıp "KAAN yerde!" diye yaygara kopardı. Gerçekte KAAN uçuyor, ama onların aklı hâlâ F-35'te.
1-Bazı "uzmanlar", Fidan'ı anlamayıp "Her şey çözüldü!" diye balon şişirdi. Oysa Fidan, ambargoya karşı çözüm için masayı yumrukladı.
2-KAAN 2028'de envantere giriyor, Endonezya anlaşması sağlam. Fidan'ın vizyonu, Türkiye'yi göklerde ve diplomaside zirveye taşıyor.
Sevgili okurlar, şu son günlerde gökyüzüne bakıp iç çeken var mı Elbette var, çünkü KAAN uçağımız, o yerli ve milli şaheser, Anadolu'nun göklerdeki kartalı, ufukta süzülüyor. Ama asıl mesele, bu kartalın kanat çırpmasına yol açan adam: Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan. New York'un o beton labirentinde, Birleşmiş Milletler'in kirli koridorlarında, Fidan bir kez daha sahneye çıktı. ABD Kongresi'nin KAAN'ın motor lisansı için bürokratik bataklığa çevirdiği ambargoyu masaya vurdu. "Lisanslar çıksın, motorlar gelsin" dedi.
Bu sözler, Washington'un kulağına F-16'nın sonik patlaması gibi çarptı. Fidan, ketum ama keskin; diplomaside bir satranç ustası. CAATSA denen o iğrenç yaptırımları, "Müttefiklik ruhuna yakışmaz" diye suratlarına çarptı.
Haklı mı Elbette haklı. Türkiye'nin bağımsızlığına zincir vurulmaz, hele ki KAAN gibi bir zaferin önüne set çekilmez. Fidan'ı göklere çıkarmayalım, ama hakkı teslim edelim. MİT'ten Dışişleri'ne uzanan yolda, bu adam devletin omurgasını sessizce taşıdı. KAAN için "Motor lisansı bekliyoruz" derken, aslında "Bağımsızlığımızı kimseye yedirmeyiz" mesajını verdi. Endonezya'yla 48 uçaklık dev anlaşma, onun diplomatik manevralarıyla parladı. Yerli motor 2030'da gelecek, ama Fidan bugünden gökleri fethetti. Bu, bir bürokratın değil, bir devlet adamının duruşu. Bravo Hakan Bey, bu restle masayı devirdiniz!
MUHALİF MEDYANIN KOMİK OPERASI
Ama durun, asıl tiyatro şimdi başlıyor. Muhalif medya denen o palyaço topluluğu, Fidan'ın sözlerini duyar duymaz sahneye fırladı. "KAAN yerde kaldı! Yerli üretim palavra!" diye manşetler patlattılar. Okurken gülmekten gözyaşlarım aktı. ABD'nin CHP Komiseri Namık Tan, sosyal medyada "Bize yerli milli dediler, meğer motor dışarıdan!" diye ağlamış.
Namık ve türdeşleri, KAAN'ın ilk parçası üretildiğinde de "Kalorifer peteğini bize savaş uçağı diye yutturuyorlar" teranesini dillendirmişti.
Namık Bey, siz diplomat mıydınız, yoksa kahve falı mı bakıyorsunuz Fidan, prototipler için F110 motorlarının zaten geldiğini, seri üretimde yerli motora geçileceğini anlattı. Siz ne yaptınız "F-35'ler nerede" diye sızlandınız. Sanki KAAN, sizin gibi koltukta sallanmıyor, göklerde uçuyor! Siz muhalif kalemşorlar, Fidan'ın sözlerini öyle çarpıttınız ki, metin kuantum fiziği denklemi gibi büküldü. "Ambargo üretimi durdurdu!" diye bağırdınız, oysa Fidan, "Sistemik sorun, çözelim" dedi. Sizse "Hükümet battı!" diye festival düzenlediniz. Alkışlar size, çünkü bu komedi olmasa, benim gibi hiciv yazarları ne yazardı
Fidan, Türkevi'nde "CAATSA sorun, müttefikler böyle yapmaz" dedi. Mantık var, diplomasi var. Ama siz muhalifler için bu, "İtiraf vakti!" Sanki Türkiye, motor için yalvarıyor. Hayır, efendim, bilek güreşi yapıyor! Yetkin Report'ta "Erdoğan Trump'la neyi çözdü" diye dedikodu yaptınız, sanki Beyaz Saray'da çay partisi var.
Fidan, masada kral; siz tribünde dedikodu yapan çaycılar. "Başka arayışlara iter" dediğinde, bu bir restti! Sizse "Türkiye yalnızlaştı" diye sevinçten göbek attınız. Peki gerçekte Türkiye yalnız mı Endonezya'yla 12-15 milyar dolarlık anlaşma imzaladık, siz hâlâ F-35 hayaliyle uyuyorsunuz.
Bu muhalif tiyatro, bir kedinin aslan taklidi gibi: Gürültü var, ama kükreme yok. KAAN 2023'te uçtu, prototipler süzülüyor, ama siz "yalan!" diyorsunuz. Helal, siz olmasanız, bu ülke nasıl gülerdi
BAZILARININ CINGIRAKLI KUMPANYASI
Gelelim diğer sahneye: Bazılarının, yani o ekranlarda hoplayıp zıplayan, kalemleriyle takla atan "uzman(!)" güruhun. Fidan'ın sözlerini anlamayıp saçmalayanlar ordusu. AK PARTİ'li Şamil Tayyar, Twitter'da "İletişim kazası, panik yok" diye yazmış. Kaza mı Fidan'ın her kelimesi bir naber, sizse "Naber"i bile yanlış okuyorsunuz. "ABD densizlik yaptı, ama KAAN uçuyor" dediniz. Evet, uçuyor, ama Fidan'ın derdi densizliği masaya yatırmak! Sizse "Her şey çözüldü!" diye balon şişirdiniz. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, "Yerli motorla seri üretim, Endonezya anlaşması sağlam" dedi, ama siz stüdyolarda "Zafer!" diye göbek attınız.
Fidan, ABD Kongresine rest çekti, siz "Trump'la kanka olduk" diye masal yazdınız. Trump mı O, Fidan'ın karşısında sandalye sallar, başka bir şey değil. Televizyonlara bakın: O "savunma uzmanları", ki yarısı emekli albay, yarısı cafe filozofu. "KAAN uçuyor, ambargo palavra!" diye bağırıyorlar, sanki Fidan "Uçmuyor" demiş. Hayır, Fidan "Lisans çıksın, daha hızlı uçalım" dedi. Sizse "Yerli motor hazır, ABD'ye ne hacet!" diye gazladınız. Hazır mı 2030'da hazır, ama siz "Yarın kanatlanır!" dediniz. Bu, sahnede düşen bir komedyenin "Alkış!" diye bağırması gibi. Fidan'ın "Farklı arayışlar" sözünü duyunca, "Rusya'yla anlaşma!" diye uçtunuz. Arayış mı Diplomasi, çeşitliliktir efendiler! Sizse "Hükümet süper kahraman" diye çizgi roman yazdınız.
Bunlardan bazıları, Fidan'ın gölgesinde piknik yapıyor, ama mangalı yakmayı unutmuş. Duman var, köfte yok!
KAAN'ın Yükselişi, Fidan'ın Direnci KAAN ne alemde
Prototip uçuşları muhteşem, 2028'de 20 adet envantere girecek. Endonezya anlaşması taş gibi, yerli motor TEI'de pişiyor. Fidan'ın sözleri bu zaferi taçlandırdı. Diplomasi şikâyet değil, çözüm ister. ABD Kongresi lisans vermezse