Demokrasi Şöleninde Bir Gün

Saraçhane'de yine bir "demokrasi şöleni" vardı dün. Özgür Bey'in koltuğunu garantiye alma şenliğioperasyonu dense günah yazılmaz vallahi billahi! Ama biz kalem ehli, edebimiz gereği, "demokratik gösteri" diyoruz.

Kürsünün tepesinde bizim Ekrem Özgür İmamoğlu'nun siyaset baronları.

Hani şu "halkın adamı" olduğunu iddia eden takım. Gucci çantalar, Versace ceketler, Bruno Magli ayakkabılar... Öyle "halkçı" ki görenler Nişantaşı butik açılışı sanır.

Aşağıda ise bizim saf Anadolu çocukları. Devletin verdiği KYK bursuyla karnını doyurmaya çalışan gençler. Zavallıcıklar, "devrim" yapacaklar ya! Ellerinde ne varsa fırlatıyorlar polise doğru. Taş mı dersiniz, sopa mı dersiniz, tornavida, keser, balta mi dersiniz... Tam bir "barışçıl" gösteri(!)

Polis de ne yapsın Kanun, nizam falan derken, bizim eli sopalı, bıçaklı "demokrat" gençler yerlerde süründü tabii. Ama asıl komedi nerede biliyor musunuz Bizim Özgür'ün sosyal demokrat "ağabeyleri" çoktan Nişantaşı'ndaki mekanlara demir atmışlardı bile.

Taksim-Şişli hattındaki lüks alkollü mekânlar, CHP genel merkezi gibi. Single malt viskiler, karides kokteylleri, füme somonlar... Hani nerede "halkın partisi" diye sorarsan, cevap hazır: "Biz halk için içiyoruz!"

Bir yanda KYK bursuyla geçinen öğrenciler ters kelepçeye kavuşurken, diğer yanda parti kodamanları "algı yönetimi" muhabbetinde. "İyi oldu, taban diri kaldı" diye kadeh tokuşturuyorlar. Urfalı "Tablacılar"ın gözdesi Mahmut'u sorarsanız, o da "sosyal medya için poz" peşinde.

Manzara bu, sevgili gençler! Sicili bozulan, geleceği kararan yine Anadolu'nun gariban çocukları. Bu CHP tayfası, koltuk kapmanın, bedava araç devşirmenin peşinde. Pastadan bir dilim koparsalar, oh ne ala! Aklınızı başınıza alın! Bu devlet, 15 Temmuz'da emperyalistlerin boyunduruğundan kurtuldu, artık şakası yok. Kanunu