Trump'ın "meşruiyet faturası" netleştikçe büyüyecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uzun çabaların ardından, 6 yıl sonra ABD Başkanı Trump'la nihayet baş başa görüşme yaptı. Erdoğan için bu görüşme o kadar önemliydi ki; ABD'nin Türkiye büyükelçisi Barrack, bunu "Trump'ın Erdoğan'a meşruiyet vermesi" ve karşılığında alınacaklar biçiminde özetledi.

Türkiye bu toplantıya girmeden önce ABD'den gümrük vergilerinin indirilmesi, Boeing alımı, sıvılaştırılmış doğalgaz alımı, nükleer işbirliği gibi uzun vadeli ABD ekonomisine yapılacak katkıların listesini yayınlamaya başladı.

Trump'ın kazandırmayı planladığı meşruiyetin faturasının, bu ödemelerle sınırlı kalmayacağı konusunda, kimsenin şüphesi olmasın. Bu arada alınacakların zaten birer ihtiyaç olduğu söylenip, "zaten ihtiyacımız olanları almak fatura sayılmaz" diyenler olabilir. Burada "aynı malı başka yerden alırken ödenecekle, ABD'den bu koşullarla almak arasındaki farkı" henüz bilmiyoruz. Yani meşruiyet karşılığı ödeyeceğimiz ek maliyet için belki bazı hesaplar yapabiliriz ama tam anlamıyla şimdiden bilemeyiz.

Örneğin ABD'den alınacak sıvılaştırılmış doğalgaz fiyatı, bizim Katar'dan Rusya'dan aldıklarımızdan çok daha pahalı. Bunun bütçeye ve halkın ödediği faturaya katkısı ne olacak, henüz bilmiyoruz. Ayrıca kış aylarında Rusya'dan alacağımız petrolü, doğalgazı "Trump istedi" diye kesersek, bunun yaratacağı sonuçları henüz bilmiyoruz.

Diyelim ki; Rusya'ya eskiden kalma doğalgaz borcumuz devam ederken, vanayı kapatmaya karar verdik, bunun bedelini tahmin etmek korkutucu değil mi O nedenle bu görüşmenin ardından, Trump'ın istediklerinin ne kadarı yerine getirilecek, getirilmezse neler olacak, işler tersine dönebilir mi, bekleyip tüm bunları görmemiz gerekecek.

BİLİNMEYEN ÇOK ŞEY VAR

Şimdiye kadar açıklananlar, baş başa görüşmede konuşulanların bence küçük bir bölümünü kapsıyor. Zaten Trump da "F-35 işini halledebileceklerini ama Erdoğan'ın istediklerini yapıp yapmayacağına bağlı olacağını" açık açık söyledi.

Görüşmenin, yani Trump'ın vadettiği meşruiyetin faturasının sadece ekonomik olmayacağı çok açık. Tabi ki sonuçta siyasi tavizlerin de ekonomiye bir faturası olacaktır ama şimdilik bunları bilmiyoruz.

Örneğin Gazze konusunda nasıl bir işbirliği konuşuldu, burada planlanan ABD operasyonuna Türkiye ne kadar yardım edecek bilmiyoruz. Gazze'deki zulmünü devam ettiren İsrail ile Türkiye'nin işbirliğine girmesi ne kadar zorlanacak Sonuçta neler yaşanacak, onu da şimdiden göremiyoruz.

Bununla birlikte Suriye için nasıl bir düzen planlandığını, SDG ile ilişkiler konusunda Türkiye'den neler istendiğini, pazarlıklar ortaya çıktıkça, daha net görme imkanımız olacak. Bence İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi kapsamında Kıbrıs'ta neler yaşanacağınıda yakından takip etmemiz gerekebilir.

Trump'ın üzerinde durduğu "Rusya ile ticari ilişkilerin kesilmesi" konusunda Türkiye'nin yapabilecekleri, doğalgaz alımında olduğu gibi, sınırlı gözüküyor. Bununla birlikte S-400'lerin durumu, nükleer santralin geleceği, doğalgaz ve petrol alımları gibi hayati öneme sahip tartışmalar da bizi bekliyor.