Özel sektörün yurt dışı kredi borcu, ulaştığı tarihi zirve seyrini sürdürüyor. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki yıl, sadece özel sektör borcunun geri ödenmesi için, 64 milyar dolarlık döviz kaynağına ihtiyaç duyulacak.
Eylül itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu 206.2 milyar dolara yükseldi. Bir ay öncesine kıyasla, borç yaklaşık 4 milyar dolar daha arttı.
İçeride, TL kredilerdeki yüksek faizler, özel sektörü giderek dışarıdan daha fazla borçlanmaya itti. Bu durum ekonomi yönetiminin işine geliyor. ünkü dışarıdan alınan döviz borçlarının büyük bölümü, Türkiye'ye getiriliyor ve içerideki döviz rezervlerinin artmasını sağlıyor.
Ancak, geçmiş kötü hatıraların bize hatırlattığı gerçek; bu artışın kontrollü sürdürülmesi gerektiği yönünde. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, daha önceki Maliye Bakanlığı döneminde, özel sektör dış borcu fazla yükseldiği için sınırlama getiren yetkiliydi. Şimdi ise o eski düzeylere ulaşmasına rağmen Şimşek'in bu gelişmeden fazla kaygı duymadığını biliyoruz.
Konuyla ilgili olarak Bakan Şimşek'in görüşünü şöyle özetleyebiliriz: O yıllarda milli gelir rakamı şimdikine kıyasla çok düşüktü. O nedenle özel sektörün dış borcunun milli gelire oranı, o döneme kıyasla, şimdi çok daha küçük seviyede. Ayrıca şu anda kimlerin döviz kredisi aldığını çok daha yakından izleyebiliyoruz ve tehlikeli bir tablo gözükmüyor.
İTHALATI BİLE ALABİLİYOR
Yakından takipte, daha çok büyük şirketlerin yurt dışından döviz kredisi kullandığı, ayrıca döviz kazandırıcı işlem yapan, yani daha çok ihracatçı şirketlerin dışarıdan döviz kredisi kullandığı tespit edilmiş. Bu nedenle de artan döviz kredisi hacmini, ekonomi yönetimi, şimdilik, tehlikeli görmüyor.
Bakan Şimşek'in konuyla ilgili bu görüşlerini, yakın çevresine bu konuda yaptığı değerlendirmelerden biliyoruz. Bu değerlendirmenin doğru olduğu, eskisine kıyasla döviz kredisi borcunun, tehlikeli bir seviyede görülemeyeceği görüşüne katılıyoruz.
Ancak, yine de çok yakından takip edilmesi gerektiğini, kriz dönemlerinde, daha doğrusu panik halinde bu tablonun bile tehlikeli hale gelebileceğini hatırlatmak gerektiğini düşünüyoruz.
ünkü bu durumu konuştuğum bankacılardan biri,

14