Merkez Bankası'nın son siyasi gelişmelerden sonra artık 3 puanlık faiz indirimi yapma imkanı kalmadı. Başkan Fatih Karahan'ın yaptığı son açıklamalar, "mevcut koşullar uygun olmasa bile bir faiz indirimi yapılacağı, bunun da büyük ihtimalle 2 puan olacağına" işaret ediyor.
Enflasyon beklentileri ve son enflasyon rakamı, 3 puanlık indirimin önünde zaten bir engel oluşturuyordu. Buna ek olarak 2 Eylül'de CHP İstanbul İl Yönetimi görevinden alınıp, kayyum atandı. Bu mahkeme kararı piyasalarda panik yaratırken, CHP yönetimine de kayyum atanacağı beklentilerini artırdı.
Bunun üzerine Merkez Bankası yönetimi, karara az bir süre kalmışken piyasalara bir sinyal verme ihtiyacı duydu. Daha önce toplantılar öncesinde 7 günlük "sessizlik süresi" uygulanırken, son enflasyon raporunda bu süre toplantı öncesindeki pazartesi gününden başlayacak biçimde, kısaltılmıştı. İşte Başkan Karahan, son siyasi gelişmelerin de etkisiyle, sessizlik süresi kısaltımını kullanarak, dün yayımlanan açıklamayı yapma imkanı buldu.
Başkan Karahan'ın söylediklerinden, bir yandan "artık 3 puanlık indirimin mümkün olamayacağının" işaretini aldık. Öte yandan ise Karahan'ın, "veri kırılımları enflasyonda yavaşlamaya işaret ediyor" sözlerinden piyasa, 3 puan olmasa da bir faiz indirimi geldiğinin sinyalini aldı.
Merkez Bankası enflasyon hedeflemesine geçti ve buna göre faiz kararlarını enflasyon beklentilerinin ara hedeflere uygun gitmesine dönük alacağını açıkladı. Ağustos enflasyonu beklentilerin üzerinde geldi, milli gelir rakamları iç talebin yeterince düşmediğini gösteriyor ve üzerine 19 Mart krizinin devamı bir CHP'ye kayyum krizi eklendi. 2026 yılı için hedef yüzde 16 iken, piyasa beklentisi 20.5 düzeyinde. Enflasyon hedefi ile beklenti arasındaki fark bu kadar yüksekken, Merkez'in indirim kararı aslında tartışmalı bir karar olacak.
FAİZ İNDİRİMİ HERKESİN ÇIKARINA
Merkez yönetiminin güçlü piyasa beklentilerini göz ardı edemediği görülüyor. 19 Mart'tan sonra artırılan faizler, özellikle şirketlerin büyük tepkisini çekti. Faiz artırımının şart olduğunu herkes görüyordu ama iktidar, piyasaları "faizlerin düşeceği ve kredi imkanının genişleyeceği" beklentisine sokmuştu. Faiz artırımı tekrar başlayınca tepki gösterdiler. Ancak son dönemde, "seri faiz indirimi başlayacak" denildi ve seslerini biraz alçalttılar.
Hem reel sektör hem bankacılar faiz indirimlerinin seri halde ve yüksek oranlarda devam etmesine şartlandırıldı. O nedenle, yabancı bankalar ve borsa dahil, piyasa tümüyle eylülde 3 puanlık indirimle başlanıp yıl sonunda politika faizinin yüzde 35-36 olmasını bekliyordu.
Bankacılar başta tüm piyasa oyuncularının faiz indirimine bel bağladığını, eylül ve yıl sonu bilançolarında kâr yazabilmek için, faiz indirimlerinin sürmesi hesabı yaptıklarını biliyoruz. Yabancı fonlar da özellikle tahvilde faiz indirimi sürerse kârlarını maksimize edecekler.