Yeni seçilip görevine başlayan Galatasaray yönetimi beklentiler doğrultusunda Okan Buruk hoca ile anlaşıp takımı ona emanet etti. Hem Okan hoca hem Galatasaray için hayırlı olsun. Peki kimsenin sormak istemediği soruyu soralım. Okan hoca için başarı ve başarısızlık kriteri nedir Ne olursa başarılı sayılacak ne olursa başarısızKimsenin sormak isteme
Türk futbolunun sorununun kişilerle ilgili olmadığını geçmiş 30 seneden öğrenmiş olduk. Dolayısıyla kim başkan olmuş, kim yönetim kurulunda olmuş çok fark etmeyeceğini hepimiz biliyoruzÖncelikle bir yer problemi var Türk futbolunun.Ne olmak istiyoruz Nüfus, mevcut kulüplerin içinde bulunduğu borç batağı ve içerideki yarışın çirkinliği bize yakın za
Beşiktaş'ın altyapı kökenli genç oyuncularının sözleşme uzatma meselesi ile alakalı bir twit okurken şöyle bir geriye doğru hafızamı tazeledim. Bilhassa Galatasaray ve Beşiktaş'ta parlamış kulüpte büyümüş, kendini bulmuş ve önemli başarılara imza atmış oyuncuların geçmişte çoğu zaman kulübe para kazandırmadan gitmiş oldukları gerçeğini bazen unutuy
1965 yılında Ankara'nın "her ili temsilen bir takım" anlayışı ile Türkiye'de futbol başka bir aşamaya evrildi. Bu uygulamanın hemen arkasından kurulan şehir takımları kısa sürede kimlik ve taraftar kazandılar. 70'lerin başında Eskişehirspor ardından da Trabzonspor bu yeni düzenin üç büyük dışındaki en sükseli takımları oldu. Bir anlamda Eskişehirsp
Çocuktum. Yaylada kurulan minik takım için geç kalmıştım. Sadece kalci pozisyonunda yer kalmıştı. Mecburen kabul ettim ve takımın kalecisi oldum. Neredeyse günün tamamını futbolla geçiriyorduk. Çoğu zaman yerleşim yerinin 1 km kadar aşağısındaki bize dünyanın en güzel sahası Sarboliso'da düzenli antrenman maçları, kalan zamanlarda da caminin önünde
Haftalardır medyada hatta (sadece spor medyasında da değil) Trabzonspor aleyhine kimi hoyrat kimi gayet ustaca ortaya koyulan çullanmalar üzerine düşünüyorum. Dostlarım Ergin Aslan, Cüneyt Kaşeler ve Mehmet Ayan her ne kadar "Trabzonspor'a özel değil olan biten, kim bu kadar uzak ara şampiyon olsa aynısı yapılır" deseler ve çoğunlukla ikna etmeyi b
Cuma akşamı Fenerbahçe-Gaziantep FK maçını Trabzon merkezde Vira çay ocağında izledim. Maçtan önce ve maç boyunca Trabzonsporlu gençlerin Fenerbahçe'nin kazanmasını ve Trabzonspor'un şampiyonluğunu Antalyaspor maçında taraftarının önünde ilan etmesini arzuladıklarını görünce şaşırdım. Benim de dahil olduğum Trabzonspor'un 2. kuşağı için korkular, "
Kuvvetle muhtemel ülke futbol kamuoyu şaşkınlık içindedir. Trabzonspor'un şampiyonluğu ile alakalı her videoda, her söylemde, mezarlığın, öbür dünyaya göçmüşlerin sıklıkla anılmasına. Her yazının, her klibin adeta birer eski Türk filmi tadında olması kimilerine fazla ajitatif gelebilir. Anlıyorum, anlıyoruz Ama şarkıda dediği gibi "sebebi var" dost
Öncelikle yanıltıcı başlık için özür dileyerek başlayayım. Bu haftaki yazının konusu Trabzonspor değil SakaryasporBitime üç hafta kala artık şampiyonluk ve 1. Lig için gün sayan Sakaryaspor'a ve Adapazarı'na bir vefa yazısıdır bu. Çocukluğum ve ergenliğimin geçtiği bir şehre teşekkür yazısı Bir bakıma beni hayata hazırlayan bir şehir oldu Sakarya.
Google yokmuş gibi davranıp aklımda kalan kısmıyla anlatayım. (Nasılsa gençler bakıp tam tarihi ve haftayı bulur) Galiba 1980-81 sezonu. Ligin son haftaları, radyoda dinlediğimiz maç sonrası seviniyoruz; Trabzonspor şampiyon oldu O sırada spiker toplu sonuçları veriyor. Adanaspor rakibini 6-0 yenmiş. Ürkek ürkek önümde duran Tercüman gazetesi spor
© 2016