İklim ve su krizi uyarısı: Felaket kapıda!

Türkiye tarihinin en kurak yaz mevsimlerinden birini yaşıyor. Türkiye'nin su kaynakları giderek azalırken uzmanlar ve yetkililer uyarılarını sıklaştırıyor. Meteoroloji'nin haritaları kapkara kesilirken, büyükşehirlerde su kaynakları kritik seviyeye indi.

Türkiye, 2025 yazında şiddetli kuraklık ile karşı karşıya kaldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı son kuraklık haritaları, ülke genelinde olağanüstü kuraklık yaşandığını ve durumun gittikçe kötüleştiğini ortaya koydu. Barajlardaki aktif doluluk oranı % 42'ye kadar gerilerken, büyükşehirlerde su kıtlığı alarmı verildi. Kuraklık nedeniyle milyonlarca kişinin yaşadığı şehirlerde içme suyu kritik seviyelere indi.
ÇEVRESEL SORUN DEĞİL
Gazetemiz Bölge Temsilcisi Erdal Fernergiz'e konu hakkında görüşlerini açıklayan Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin, iklim değişikliğinin artık yalnızca çevresel bir sorun olmadığını, küresel siyasetin merkezinde yer aldığını, dünyanın ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iklim değişikliği ve su krizi giderek derinleştiğini belirterek, küresel ısınmanın etkilerinin artık günlük yaşamda daha net hissedildiğini vurguladı.

Haberin Devamı

"1,5 DERECE EŞİĞİ KRİTİK NOKTA"
Küresel iklim krizinin olumsuz etkileri, su kaynaklarının hızla tükenmesi ve bu sorunların azaltılması için atılabilecek adımları anlatan Şahin, son yıllarda artan sıcaklık dalgalanmaları, kuraklık ve doğal afetlerin artık rastlantı olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Bu gelişmeler küresel iklim krizinin açık göstergesidir. Doğa bize sesleniyor ama biz onu duymamakta ısrar ediyoruz. Eğer 1,5 derece eşiği aşılırsa buzullar hızla eriyecek, deniz seviyeleri yükselecek ve milyonlarca insan iklim göçüyle karşı karşıya kalacak. Bu yalnızca uzak bir ihtimal değil, hızla yaklaşan bir gerçekliktir."

SU KRİZİ ALARM VERİYOR
Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin, Türkiye'nin özellikle kuraklık nedeniyle büyük risk altında olduğunu belirterek, su kaynaklarının alarm verdiğini söyledi. Şahin, "Yer altı suları tükeniyor, tarım arazileri çatlıyor. Su kaynaklarını kaybettiğimizde yalnızca tarımı değil, yaşamın kendisini kaybedeceğiz. Önlem alınmazsa su krizi gıda güvenliğini tehdit edecek ve toplumsal göçleri artıracak" dedi. Doğal kaynakların azalmasının gıda krizini de tetikleyeceğini ifade eden Şahin, bireysel ve kurumsal sorumluluğun önemine dikkat çekerek, "Yenilenebilir enerji, geri dönüşüm, su tasarrufu ve doğa dostu tarım uygulamaları acilen yaygınlaştırılmalı. Doğa artık diliyle değil, felaketleriyle konuşuyor. Onu anlayacak olan biziz." dedi.

Haberin Devamı

KÜRESEL İŞBİRLİĞİ ŞART
Oğuz Şahin, artan sıcaklıklar, deniz seviyesindeki yükselme, kuraklık ve doğal afetlerin dünya liderlerinin eylem planlarını doğrudan etkilediğine dikkat çekti. Uluslararası anlaşmaların bu süreçte belirleyici olduğuna vurgu yapan Şahin, "Paris Anlaşması gibi girişimler, sera gazı emisyonlarının azaltılmasını ve küresel işbirliğini hedefliyor" dedi. İklim politikalarının yalnızca çevresel kaygılarla değil, ulusal çıkarlar, ekonomik etkiler ve endüstriyel lobi gruplarının baskısıyla da şekillendiğini hatırlatan Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin, ülkelerin çevre koruma ile ekonomik büyüme arasında denge kurmaya çalıştığını ifade ederek, "Bugünün İhmali, Yarının Felaketi Olacak" dedi.
SOSYAL VE EKONOMİK KRİZ
Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin, gazetemize yaptığı açıklamada "İklim değişikliği artık sadece çevre sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir krizdir. Su kaynaklarımız hızla tükeniyor. Özellikle Çukurova gibi tarımsal üretimin kalbi olan bölgelerde, su yönetimi konusunda acil adımlar atılması gerekiyor. Aksi halde hem üretim hem de yaşam kalitesi olumsuz etkilenecek." dedi. Genç nesillerin de bu alanda giderek daha fazla söz sahibi olduğuna dikkat çeken Şahin, iklim değişikliği ve siyaset arasındaki ilişkinin çok yönlü ve karmaşık olduğuna işaret ederek, "Gelecekte alınacak siyasi kararların sürdürülebilir bir dünya için iklim gerçeğiyle uyumlu olması büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Şahin ayrıca, bireylerin de su tasarrufuna önem vermesi gerektiğini belirterek, kamu kurumları, yerel yönetimler ve medya kuruluşlarının toplumu bilinçlendirmede daha aktif rol üstlenmesinin önemini dile getirdi.

Haberin Devamı

FERNERGİZ: SORUMLU OLMALIYIZ

Hürriyet Gazetesi Çukurova Bölge Temsilcisi Erdal Fernergiz ise çevre ve iklim konularının toplumla buluşturulmasında basının üzerine büyük sorumluluk düştüğünü ifade ederek, bu tür bilgilendirici çalışmaların desteklenmesi gerektiğini, iklim değişikliğinin artık yalnızca çevresel bir sorun olmadığını, küresel siyasetin merkezinde yer aldığını söyledi. Fernergiz, iklim değişikliğiyle mücadelede ortak bilinç oluşturulması ve kamuoyunun daha güçlü bilgilendirilmesi yönünde yapılacak iş birliklerinin öneminin altı çizdi.