"Geçen sezonki F.Bahçe ile bu sezonki F.Bahçe arasında ciddi farklar var."

Jose Mourinho, Hollanda'daki maçta özellikle ilk 45 dakikadaki oyuncu tercihleri ve ürkek oyun planı ile Feyenoord'u tura ortak eden isimdi. Ancak, devrede Jhon Duran ve Semedo'yu sahaya sürerek, tur vizesini bir şekilde Kadıköy'e taşıyan kişi de Mourinho'ydu. Belli ki dersini almış. Hollanda'daki ikinci yarının on biriyle, Van Persie'nin takımını kolayca mat etti. Tabii İrfan ve Oğuz gibi temposuz oyuncuların kulübede oturması, sahadakilerin de ön alanda rakibe basıp, tempoya ve ikili mücadelelerde sertliğe sertlikle karşılık vermesi, turu getiren en önemli faktörler oldu.

Aptalca hareket

İlk yarıda F.Bahçe neredeyse kalesinde gol pozisyonu vermedi ama 40'ta futbol tarihinin belki de en aptalca golünü yedi. Hakemin düdüğünü duymadan İrfan Can'ın topu elle tutması, affedilecek gibi değil. Neyse ki tribünleri hınca hınç dolduran taraftarların desteği, Kadıköy'de senelerdir hasreti çekilen 12. Adam etkisini gösterdi. Önce Brown ardından Duran'ın bulduğu ikinci pozisyonda topu filelere göndermesi turun müjdecisi oldu. Fred'in jeneriklik golü, En-Nesyri'nin gayreti sonrası gelen fark kısa süreli rehavete sebep olsa da, Talisca da fişi çekerek beş yıldızlı bir gece yaşattı Kadıköy'de.

Bu Fener daha iyi

Geçen sezonki F.Bahçe ile bu sezonki F.Bahçe arasındaki en büyük fark, oyun temposunun artmış olması. Tadic ve Dzeko'nun ayrılığı F.Bahçe'yi gençleştirmekle kalmamış, fizik gücünü de ciddi şekilde yukarılara taşımış. Duran çok can yakacak bir oyuncu olduğunu gösterirken, En-Nesyri de prangalarını atmış bir tablo çizdi. Semedo, Gökhan Gönül'den sonra gelen en iyi sağ bek olarak göz doldururken, soldaki Brown dinamizmi ile çok güç katacak görüntü veriyor. Kerem Aktürkoğlu ve Amrabat'ın yerine bir oyuncu F.Bahçe'yi istediği hedeflerine kavuşturur. Şampiyonlar Ligi'nin o meşhur seremoni müziği Kadıköy'de en son 2008'de çalınmıştı. 17 senelik çile, bitsin artık bu sene.