Galatasaray oyun başladıktan sonra 'Ben kimseden korkmam' mesajını Frankfurt'a hemen hissettirmeye başladı. Almanların genç kadrosu cesaretle bu düşünceye cevap veriyordu. Hatta presli ve atak başlamışlardı. Okan Buruk'un hazır olma yan Icardi yerine Barış'a forma vermesi çok doğru karardı. Singo ve Sanchez zorluk derecesi yüksek maçlarda bu takımın mer kez savunma ikilisi olacak. Ben de bu kararı bekliyordum… Nagelsmann, Sane için "Seviyesi düşük ligde gitti. Bu yüzden onu kadroya almadım" demişti. Sane, Yunus'a golü attırdı. Yunus golü attı ama kritik yerde topu kaptırınca Doan araya girdi, Sanchez'in müdahalesiyle top ağlara gitti. Talihsiz bir andı. Galatasaray bu golü yemeyi hak etmemişti. Mesela İlkay'ın nefis hazırlayıp Barış'a 'al da at' dediği pas gol olsa iş bitecekti.
Şampiyonlar Ligi'nde oyun ritmini rakibe verirsen golü hemen yersin. Can Uzun topa çok sert vurdu. Ne olduğunu anlamadan bir gol daha geldi ev sahibinden. Maç bir anda 3-1 olmuştu. Transferde adından çok söz ettirmek mi, yoksa yaş ortalaması 23 olan etkili bir takım oluşturmak mı Bu iki soru geldi aklıma… Sistem kurma işinde yerimizde sayıyoruz bence!