Şampiyonlar Ligi'nde evinizde oynadığınız maçlarda erkenden öne geçmeniz, maçın kontrolünü tamamen ele geçirmeniz anlamına geliyor. Lemina, Osimhen'e çok usta bir pas verdi. Osimhen'in ayak içi plasesi buram buram kalite kokuyordu. Çıkmayacak bir yere gitmişti top.
Galatasaray yaptığı pres ve temaslı oyun ile Bodo'yu haritadan silecek gibi mücadele etmeye başlamıştı. Bodo kalecisi Haykin üç kritik kurtarış yapmasa 20 dakikada maç biterdi. Norveç takımı iplere sıkışmış, cevap veremeyen bir boksörün acıklı halini andırıyordu resmen... Yenen kroşelerin ardından yere düşmesine az kalmıştı Bodo'nun.
Osimhen böyle maçlar için alınmış bir gol makinesi olduğunu yine gösterdi. Attığı 2. gol daha önce de gelebilirdi. Önemli olan bu tempoyu maç içinde fazla düşürmemek. Hep aynı ritmi göstermek mümkün değil doğal olarak ama rakibe sürekli korku duygusunu atak oynayarak yaşatabilirsiniz. Böyle yaptı Galatasaray. Takımı bu oyun anlayışıyla oynatan Okan Buruk'u ayrıca kutlamak lazım. Yunus ile üçüncü gol gelirken tribünler ayağa kalkmıştı.