Yine eskisi gibi

Bundan önceki Konferans Ligi maçlarında fantastik tercihlerden çekinmeyen smail Hoca'nın dünkü 11 tercihi çok doğruydu. Sadece Beşiktaş derbisine göre 2 değişiklik vardı. Zaten kaleci rfan'ı seçmesi risk değildi. Çünkü Trnava'nın kaleciyi zorlayacak bir anlayışla sahada olmayacağını biliyordu.

Favori olduğu maçlarda hayal kırıklığı yaşatmakla meşhur olan Fenerbahçe, dün de ilk 30 dakikada bir çuval gol kaçırınca endişelenmedik desek yalan olur. Her kaçan golden sonra 'Acaba!'lar dolaşmaya başladı bilinçaltımızda. Zira sahadaki 22 kişiye de sorsanız bu işin en büyük uzmanı olarak kabul edeceği Dzeko yaptı bu beceriksizlikleri. Hele boş kaleye atamayıp, auta gönderdiği bir top var ki savunmacı olsa kendi kalesine atar, dışarı atmayı beceremez. Ama Dzeko bunu yaptı. Sonrasında bir derin pasta ağır kaldı, 'Yaşlı' görüntüsü verdi.

Sonunda baktı ki ben atamıyorum, bir kısmetsizlik var bu işte, Osayi'ye "Al da at" pası verdi. Ama o karşı karşıya kaçırdı. Dzeko'nun ilk yarıdaki bu beceriksizliklerini söylerken, hücum organizasyonundaki 'şef'liğini de övmeden geçmeyelim. Müthiş oyun görüşü ve organizasyon yeteneğiyle bütün kusurlarını örttü.

Ama Tadic'in bu konuda Dzeko'dan aşağıya kalmadığını da söylemek lazım. Ferdi'ye öyle bir derin top attı ki müthişti. Ferdi de hakkını verdi. Güdümlü füze gibi menzile kilitlendi, hedefi vurmasını hiç kimse engelleyemedi. Bu çocuğu bu sezondan sonra Fenerbahçe'de tutmak zor olur. Gerçekten çok özel bir sporcu. 'Sporcu' diyorum çünkü Atatürk'ün 'Zeki, çevik ve ahlaklı' tanımının içini dolu dolu dolduran bir genç adam. Ferdi'yi en stresli maçlarda bile çirkefl ik sahnelerinde görmedik. Kışkırtıcı, aldatıcı, azmettirici olmadı hiçbir zaman. Kendi de böyle şeylere ne azmetti, ne tenezzül etti. Aferin çocuk. Futbolumuzun böyle modellere en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerdeyiz ve bu konuda örnek kişiliğe sahip Ferdi'ye dikkat çekmek şart oldu