Yine 2 takımlı yarış

Fenerbahçe'nin bu sezon, diğer sezonlardan en belirgin farkı, derbi dışındaki maçları kolay kazanıyor olması.

Daha önce dereyi geçip çayda boğulmasına alıştığımız Fenerbahçe, şimdi dengi olmayan takımlar karşısında çok rahat sonuca gidiyor.

Konyaspor bu sezon, zaten geçmişteki istikrarlı günlerinden çok uzak. Sürekli bir arayış içinde ve ilk yarının son haftalarına girilmiş olmasına rağmen hâlâ bir düzen tutturabilmiş değil.

Rakibin zaaflarına çok iyi çalışan Tedesco, sahaya ofansif bir kadroyla çıktıklarını söylerken aslında oyun planı hakkında da ciddi sinyaller vermişti.

Fenerbahçe, rakip kapansa da hücuma çıksa da çözüm üretebilecek, skor tabelasını değiştirebilecek bir organizasyon içindeydi. Bütün mesele ilk golü atmaktı.

Ondan sonrası çorap söküğü gibi gelecekti. Nitekim öyle de oldu. Daha ilk 45 dakikada Fenerbahçe, skoru da 3 puanı da cebine koydu.

Bu sezon, 45 dakikada 8'i isabetli 13 şut çekmek rekor olabilir. Skor tabelasına bakanlar, Konyaspor'un kalecisi Bahadır'ın çok kötü oynadığını düşünebilir. Öyle değil.

Daha maçın başında iki tane yüzde yüz gollük pozisyonda yaptığı harika kurtarışlarla takımını oyunda tutmaya çalıştı; ancak bir noktadan sonra onun da yapabileceği çok fazla bir şey yoktu.

Fenerbahçe'de Talisca, sezonun ilk yarısı tamamlanırken performansını zirveye taşıdı. Son üç maçta ortaya koyduğu kalite, Beşiktaşlı günlerini hatırlatıyor.

Bu sezon sonunda transferi var ve değerini yükseltmek için oynamak zorunda. Bu da onun için ekstra bir motivasyon sağlıyor.

İkinci yarıda takımın geri çekilmesi ve kendini fazla zorlamaması anlaşılabilir bir durum. Sanıyorum Tedesco da oyuncularına kendilerini fazla zorlamadan, skoru koruyup maçı kazanmalarını tavsiye etmiş olmalı; sahada hücumu düşünen bir takım görüntüsü yoktu.