Yeniden çıkış trendi

Galatasaray takım oyununda ne kadar düşüş yaşasa da bireysel yeteneklerinin olağanüstü katkıları ligde maç kazanmaya yetiyor.

Tabii bu isimlerin başında da Osimhen geliyor. Ben son yıllarda takımı için bu kadar savaşan, didinen ve kazanmak için varını-yoğunu ortaya koyan profesyonele az rastladım. Üstelik bu adam kiralık ve muhtemelen sezon sonunda ayrılacak.

Yani bir sakatlık yaşasa belki de hayatı kararacak ancak buna rağmen bütün yüreğini sahaya koyuyor. Onun bu çabası, mücadelesi ve adanmışlığı diğer oyuncuları da kuşkusuz etkiliyor. Bu kadar başarılı ve ayrıcalıklı bir adama karşı diğer oyuncuların herhangi bir kıskançlığı da yok.

Tam tersi o atsın, o parlasın diye çabalıyorlar. Morata ve Barış Alper'in ona attırdığı gollerde bu yardımlaşma ve desteği gördük. Tabii duygular karşılıklı. Galatasaray'ın kazandığı penaltıda Osimhen, topun başına geçse "Sen atma ben atayım" diyecek kimse yok.

Ama o penaltıyı Morata'ya bırakıyor. Dikkatimi çeken bir başka konu da Galatasaray'ın yeniden bir çıkış trendine girmesi. Antalya çok iyi bir takım değil, kabul. Ama Galatasaray da son 5-6 maça göre çok daha canlı ve etkiliydi.

Kuşkusuz bunda Yunus'un dönmesi ve Barış Alper'in yeniden yükselişe geçen formunun etkisi var. Barış'ın, Osimhen'e attırdığı üçüncü gol bütün bu anlattıklarımın özeti gibiydi. Antalyaspor'un orta sahada baskı kurma ve topu kontrol etmede Galatasaray'a karşı çok zayıf kaldığını da gördük. Bu alanı kaptırmak da onlar için yıkımı hazırladı.

Maçın başında cılız ataklarına rağmen net fırsatlar da buldular. Ama onlarda bu fırsatları değerlendirecek Osimhen yoktu. Haliyle öne geçme ve direnç kazanma şansını kaybettiler. Antalyaspor karşısında Galatasaray kuşkusuz favoriydi ama eminim onlar da işin bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordu.