Bulgaristan'ın kapanacağı ve umutlarını hızlı hücumlara bağlayacağı sır değildi. Savunmada kalabalık rakibimizi çözmenin tek yolu hızlı paslaşmak, bire birlerde etkili olmak ve uzaktan şut atmaktı.
Zira hava toplarında etkili olabilecek forvetimiz yoktu. Bir gol kilidi çözecekti. 8'inci dakikada Orkun Kökçü anahtarı kilide sokup, çevirdi ama üst direkten dışarı giden top şanssızlıktı.
3 dakika sonra Hakan Çalhanoğlu Arda Güler işbirliğiyle Bulgar kalesinin bütün şifreleri paramparça oldu. Biz düğüm çözüldü diye sevinirken, ilk Bulgar atağında bir futbolda başınıza gelebilecek bütün talihsizlikleri Zeki Çelik yaşadı.
Kenardan gelen ortaya müdahale etmek isterken kalkıp yere düştü. Ayağa kalkmaya çalışırken bu kez Kirilov'un şutu kafasına çarpıp kaleci Uğurcan'ı yanılttı ve Bulgarlar beraberlik golünü buldu.
Sonra yine Blugarlar baştaki senaryoya döndü. Bu dakikalarda bizi rakipten çok kaygan zemin zorluyordu. Ne yazık ki bölüm bölüm etkili olduğumuz bu yarıda kanatları çalıştıramadık.
Sağda Zeki-Oğuz ikilisi çok uyumsuz ve etkisizdi. Solda da Kenan ve Kerem ikilisine karşı Bulgarlar çok tedbirliydi. Dar alanda etkili olan bu iki oyuncumuz da sert Bulgar savunmasını çok nadir aştılar.
Ancak bu gedikler de gol getirecek etkinlikte değildi. Gol bulmak için seçeneklerimiz Hakan-Arda-Orkun üçlüsünün göbekten bulacağı boşluklara ve duran toplara kalmıştı ancak o da mümkün olmayınca Bulgarlar soyunma odasına daha dirençli ve özgüvenli gitti. İkinci yarıda şans bizim yanımızdaydı.