Şansın yoksa...

Futbol enteresan bir oyun. İlk yarı istatistiklerine bakıyorsun; Fenerbahçe 5'i isabetli 11 şut atmış, skor tabelasındaki hanesine sıfır yazıyor.

Sadece iki isabetli şut atan Galatasaray, ikisini de gol yapmış. ki takım da aşağı yukarı beklenen kadrolarıyla sahaya çıktı. Fenerbahçe'nin orta alanda ve ileride oynayan 6 oyuncusuyla maça ağırlığını koyup güzel futbol oynarken, Galatasaraylılar sadece seyrediyordu.

Taa ki 21. dakikaya kadar. Torreira'nın uzaktan attığı şutun direğe ve Livakovic'in sırtına çarparak gol olması, Galatasaray açısından büyük şans, ev sahibi için ise büyük şanssızlıktı.

Ve yine arkasından, 7 dakika sonra Osimhen'in göğüs pasıyla Mertens'le gelen ikinci gol, sadece Fenerbahçeli futbolcuları değil, tribündeki muhteşem seyirciyi de hayal kırıklığına uğrattı. Ama Fenerbahçe gerçekten bu skoru hak eden bir oyun oynamıyordu. Bunu gören taraftar da desteğini artırarak sürdürdü. Şimdi gelelim Fenerbahçe'nin gerçeklerine. Defansa baktığımda sağ ve sol kanatta iki kişilik oynayan Osai ve Ferdi'yi aramamak imkansız.

Yerlerine oynayan arkadaşlar ise bırakın iki kişilik oynamayı, kendi işlerini bile kusursuz yapamadılar. Benim anlamadığım bir konu daha var. Yanılmıyorsam artık Süper Lig takımlarının 3 yerli oynatma mecburiyeti kalktı. Yani 11 yabancıyla sahaya çıkabilirsin. Durum böyle olduğu halde, neden geçen sene çok iyi bir ikili oluşturan Becao ve Djiku savunmada birlikte oynamıyor Anlamakta zorlanıyorum. Mourinho'nun 'Önlem alacağım' dediği 3 oyuncudan ikisinin gol atması da enteresandı. kinci yarıda da Fenerbahçe maçın hakimi oldu.