Sahadaki kadro hem şaşırttı hem tedirgin etti. Uzun süredir F.Bahçe, M.United ve Milli Takım'da oynayamayan Altay'ı, Almanya karşısında denemek cesaret ister. Özgüven kaybı yaşayan bir kaleci... Stoperde nadiren gördüğümüz Ozan vardı. Bunlar kabul edilebilir riskler

Ama Emre Akbaba ve Yusuf Yazıcı'nın ilk 11'de olması, özellikle de Yusuf'un 'forvet!' oynaması sınırları zorlayan yenilikler. 2 maçta birbirine alışan takım, arayış için bu kez en dişli rakiplerden biri karşısında bozulmuştu. Rakip hoca ise 'ben daha çok şaşırtacağım' diyordu. Bir üçlü bir dörtlüye dönüp durdular. 'Bize fatura kesin, içimizde kriz yaşayalım' diyorlardı. Arayış içinde Almanya'nın hocası da. Golcü diye bildiğimiz Havertz sol bekti. Savunmacı olmasına şaşırıp golü de attı belli ki! Temkinli başlayan takımımız çekincesinin bedelini gol yiyerek ödedi.

Ilk 20 dakika cesaret gösteremedik. Gol beklentisi, topa sahip olma ve kapmada, ceza sahasına girme gibi istatistiklerde Almanlar üstünlük kurdu. Ama... Genç takımımızın rakip alanda yaptığı baskı ve özgüvenli oyun meyvesini de verecekti. Gelecek için hayal kurduran da buydu.

Savunmanın olmazsa olmazı Abdülkerim, Ferdi'nin de işaretiyle topu adrese teslim gönderdi. ki oyuncunun iletişimiyle skor geldi. 18'lik Kenan, yaşının çok üstünde bir olgunlukla oynarken golünü attı, havalara uçurdu. Yusuf'lardan daha etkili olan 'Sarı' ve Barış'lardan 'Yılmaz' girince oyunu da aldık skoru da. Hırvat maçındaki gibi tehlikeli kontralar ürettik. Fiziksel kalite, teknik ve disiplin birleşimi bizim takımımıza çok yakışıyor. Montella ile gelen yenilik de bu olsa gerek. Bu disiplini de getiren isimlerden biri de Kaan Ayhan. M.United, Bayern maçlarındaki gibiydi. Nefes aldırmadı, stoperlerin de imdadına yetişti Böyle rakiplere karşı Barış Alper ve Yusuf Sarı profilindeki futbolcularla oynamak en hayırlısı...