İşte milli ruh bu

Türkiye zoru sever. Daha önceki başarılarımızda çayda tökezleyip, denizi aştığımız o kadar çok örnek var ki. Dürüst olmak gerekirse Montella'nın açıkladığı kadroyu görünce yüzümüz düşüyor. Kuntz'un yerine gelen ve ilk maçında bu tercihleri yapan Montella'yı cesaretinden dolayı tebrik edip, maceranın sonunun iyi bitmesini temenni ediyoruz.

Mücadele Bursa'daki ilk randevunun kopyası gibi. Üst üste pozisyonlar buluyoruz. Bir yandan kaçan fırsatlara vah çekerken, sonunun da Bursa'daki gibi olması endişesi var içimizde.

Çalhanoğlu'nun 5'inci dakikada Kerem ve Barış boşa kaçarken atamadığı bir pası var ki, canımız sıkılıyor.

13'te Uğurcan, savunmasının arkasına harika bir top atıyor. Kerem kontrol etmeye çalışmasa, Livakovic kaleden çıkmış, aşırtsa iş bitecek. Ama o zor olanı yapmaya çalışıyor. "Futbol basit bir oyundur, zor olan onu basit oynamaktır" diyen Cruyff'u yad etmek durumunda kalıyoruz.

Ama Kerem'in 13'te yapamadığını Barış Alper, 30'da yapıyor. Salih Özcan'ın uzun pası ve savunma arkasına sızan Barış, Kerem'in hatasından ders almış olacak ki harika bir aşırtma yapıyor. Livakovic de topu hüzünlü gözlerle izliyor. Sonra VAR'la 'YOK' arasında yaşadığımız ızdırap dakikaları... Ölçüyorlar, biçiyorlar ve golü veriyorlar.