Bulgar ve Rumen takımları eskiden Avrupa futbolunda bir hayli etkiliydi. Özellikle son 10 yılda çok gerilediler. Bu maçlar onlar için Avrupa vitrinine çıkmak için bir fırsat. Belki Fenerbahçe gibi yıldız oyuncuları yok ama fizik-kondisyon açısından hiç de yabana atılacak bir takım değil Ludogorets.

Maçın başında bu konuda ne kadar iddialı olduklarını gördük. Bu sezon belki de ilk kez Fenerbahçe'yi bu kadar zorlayan bir takım izledik. Özellikle Bulgar takımının yeni teknik direktörünün ilk maçta dersine çok iyi çalıştığını da söylemek lazım.

Fenerbahçe'nin ön alan baskısıyla rakibi sıkıntıya soktuğunu bilen Bulgarlar, çoğunlukla ataklarını uzun toplarla yönlendirmeye çalıştı.

Maçın son çeyreğine gelindiğinde skor tabelasında Fenerbahçe adına 2-1 üstünlük yazsa da Ludogorest'in 5'i isabetli 12 şut attığını hatırlatmak lazım.

Buna karşılık Fenerbahçe 10 şutta sadece 4 isabet kaydedip, bunların ikisini gole çevirmişti. Bu tablo usta ayakların ve tecrübenin skor tabelasına yansımış haliydi.

İsmail Kartal, ligde çok fazla şans veremediği oyuncularına Ludogorest karşısında şans vererek, onlara da güvendiğini gösterdi. Bu doğru bir yöntem gibi görünse de Avrupa'daki ilerleyen turlarda Fenerbahçe'nin ligde istikrarı yakalamış oyuncuları tercih etmesi daha akıllıca olur diye düşünüyorum. Çünkü özellikle hücumlarda oyuncuların anlaşamadıklarını gördük. Bu daha çok birlikte maç oynamanın getirdiği bir eksiklik olarak göze çarpıyordu.