Futbola dönüş

Futbol ortamının bu kadar kirlendiği bir iklimde inanın maç izlemekten de keyif almıyor insan. Futbolun oynandığı her yerde olan sıradan hataları alıp bir hayat-memat meselesine dönüştürmek ve futbol iklimini bu hale getirmek, Türk sporuna yapılacak en büyük ihanettir. Fenerbahçe ile Galatasaray tarihinde ilk defa şampiyonluk mücadelesi vermiyor. Tarih boyunca iki kulübü yönetenlerin takındığı vakur tavırlar sayesinde olaylar hiç böyle aşamalara gelmiyor, toplum çatışmaya sürüklenmiyordu. Gelinen son noktaya bakınca insanın içi kararıyor. Fenerbahçe'yi yönetmek demek, lider olmak demektir. Lider olmak da kitlelerin yanlışa meylettiği yerde sağduyulu durmak demektir. Kitlelere gazı verip, sonra takımı, bir takım yarışmalardan çekmek liderlik değildir. Fenerbahçe'nin getirildiği noktadan geçmişte bu takımın kaptanlığını yapmış biri olarak rahatsızım ve kesinlikle tasvip etmiyorum. Bugün popülist kararlara alkış tutup beni yuhalayanlar da eminim zaman geçtiğinde ne kadar haklı olduğumu anlayacak. Ancak bazı şeyleri geri getirmek mümkün olmuyor. Ne yazık ki bu futbol dışı atmosfer, Fenbahçe'nin oyununu da olumsuz etkiliyor. Dün özellikle son vuruşlarda bu motivasyon eksikliğini hissettik. Fenerbahçeli oyuncuların becerisinden çok, rakibin ve hakemin hatalarıyla kazanılan galibiyet, belki futbola dönüş için bir ışık olur.