Geçen hafta Kayserispor'a yapılan puan kaybından sonra sezon kapanmıştı, pek çok futbolsevere göre. Bu maç formalite olarak görülüyordu.

Divan Başkanı bile, "Takım hayal kırıklığı yaşattı, şampiyonluk mucize" dedi. Sonuçta sahaya çıkan Fenerbahçe takımı, yine de izlenecek. Ancak öğlen öyle bir Yüksek Divan Kurulu oldu ki maçın önüne geçti. 7 yıldır belki bir iki tane çivi çakmış olan, en bilinen icraati ise 'yanarlı dönerli' stat ışıklandırma sistemi olan yönetim, "Borçlar bitiyor, projeler var, seneye şampiyonuz" diyerek yine süre talep ediyor.

Burası inanılır gibi değil; "Taraftar istiyor diye yönetim değişmez" diyor Sayın Başkan Ali Yıldırım Koç! Hadi yönetim bırakmıyor, 7 yıldır yaşanan bunca şeye rağmen koca koca insanlar, Yüksek Divan Kurulu üyeleri, Kongre Üyeleri, nasıl böylesine büyük bir destek verebiliyor 20 yıl yönetmiş Aziz Bey böyle destek görmedi. Ama Sayın Aziz Yıldırım'ın sonu da böyle olmuştu.

Taraftarlara, "Boşuna bir yerlerinizi yırtmayın. O formayı da ben yaptım, stadı da ben yaptım, tuvaletleri de ben yaptım" diyerek kendisini antipatik bir hale getirmişti. Günün sonunda taraftarlar maçlara gitmeyi bırakmış ve Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman'ı göndermişti. Üzülerek görüyorum ki isminde 'Yıldırım' bulunan Başkan Koç için de yıldırım tehlikesi var.

Taraftarla arasına büyük bir duvar örüyor. Başkan, çok tepki gördüğünü söylüyor ama bu başka... Taraftarla çatışmaya giren bir yönetimin işi hiç kolay değil... Maça gelecek olursak. İlk yarım saat şut atamayan, Talisca'nın kendi aldığı frikiği dışında üretmek zorlanan bir Fenerbahçe. Gaziantep ise topu rakibe bırakıp hızlı ataklarla daha fazla tehlike yarattı.

Sezonun ilk yarısında Kadıköy'de oynanan maçta topa hükmeden taraf Gaziantep olmuştu. Selçuk İnan, günü ve zamanına göre takımını oynatmasını biliyor. Mourinho da onu tebrik etmişti Kadıköy'de. Sarı-Lacivertli futbolcuların aklı sahada değildi sanki. Özellikle yerli isimler. İsmail Yüksek korkunç bir oyun sergiledi, Milli Takım'da izlettiği oyundan eser yok Fener'de.